Çorum Çıplağı: Anadolu'nun yerli ırklarından biridir. "Çorumlu" ya da daha yaygın adı ile "Çorum Çıplağı" olarak bilinirler. Bu güvercinlerin "çıplak" olarak adlandırılmalarının nedeni ayaklarının paçasız olmasından kaynaklanmaktadır. Ülke genelinde fazla yaygın olmadıklarından iyi tanınan ve bilinen bir ırkımız değildir. Daha çok Çorum ilimiz ve bu ile bağlı ilçelerde ve özellikle de Alaca ilçesinde yetiştirildiği bilinmektedir. Çorum dışında Yozgat ilimizde yetiştiricileri bulunmaktadır. Bu bölgelerde değer verilen bir güvercin çeşididir.
Bu güvercinler taklacı güvercinlerimizin bir kırması olarak ortaya çıkmışlardır. Ülkemizde çok yaygın olan Mardin tipi taklacılarla, muhtemelen makaracı ırkların kırılması sonucu üretilmiş olan bu ırk, melez bir ırk olduğu için ülke genelinde fazla kabul görmemiştir. Oysa eski ve kendine özgü özellikleri bulunan bu ırkımızın doğru bir tanıtımla hak ettiği değeri bulacağı kesindir. Çorum çıplakları ilgi azlığından gün geçtikçe azalan ve bazı renk tipleri neredeyse tükenme noktasına gelmiş bir ırkımızdır. Bu durum yetiştiriciliğimiz açısından ve yerli ırklarımızı korunabilmesi açısından kaygı verici bir durumdur.
Çorum ırkı güvercinlerin köken olarak ne kadar eskiye gittiği konusunda elimizde net bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak bu ırkımızın Hititler döneminden bu yana Anadolu'nun önemli şehirlerinden biri olan Çorum ilimizden kaynaklandığı konusunda bir kuşku yoktur. Çorum ırkının eski yetiştiricilerinden alınan bilgilere göre bu ırkın Osmanlı devleti döneminde de Çorum'da yetiştirildiği bilinmektedir.
Yetiştirildikleri yuvalarına çabuk adapte olmasıyla tanınan bu güvercinler, yetiştirildiği evi kolay unutmama eğilimindedirler. Bu nedenle 4 - 5 yıl aradan sonra bile ilk evine dönen kuşlar olduğu bilinmektedir. Özellikle sağlam damarlı kuşlarda bu özellik daha da belirgindir. Çorum ili içinde eke kuşları alıştırmak bu nedenle biraz sorun olmaktadır. Hastalıklara karşı dayanıklı bir ırkımızdır. Yavru verimlilikleri oldukça iyidir. İyi bir yavru bakıcısıdırlar. Diğer ırklara göre daha az yem tüketiyor olmaları ise ekonomik bir özellikleridir.
Fiziki Özellikleri
Çorum çıplaklarının en belirgin fiziki özellikleri ayaklarında paça bulunmamasıdır. Bu güvercinlerin ayaklarında dirsekten aşağıda tüy bulunmamalıdır. Dirsekten aşağısı tüylü olan güvercinler değer kaybına uğrarlar. Bu tür kuşlar paçalı ırklarla ve özellikle de Mardin tipi taklacılarla yapılan kırılmalar sonucu ortaya çıkarlar. Çorum çıplaklarında beyaz renk olanlar haricinde dikkati çeken ikinci özellik ise, kanat teleklerinin beyaz, kuyruk teleklerinin ise kuşun kendi renginde olmasıdır. Kanat teleklerindeki beyazlık baştan itibaren 7 - 10 telek arasında değişir. Her iki taraftan eşit sayıda teleğin beyaz olması bir tercih nedenidir. Karın altı bölgesi ise kesme şekilde beyazdır.
Çorum çıplaklarının ayakları biraz ince yapılı olur. Ayakların çıplak kısımları kırmızı renklidir. Orta boy kuşlardır. Taklacı güvercinlere göre biraz daha minyon bir yapıları vardır. Kafaları yuvarlak biçimli olur. Gaga orta uzunlukta ve biraz ince yapılıdır. Gaga rengi, koyu renk kuşlarda siyah olurken beyaz renk olanlarda kemik rengi olur. Göz çevresi halkası biraz belirgin ve beyaz renklidir.
Çorum çıplaklarında eski dönemlerde tepelilik özelliğinin bulunmadığı bilinmektedir. Son yıllarda bazı renklerin arka tepeli (takkalı) tipleri geliştirilmiştir. Arka tepeli tipleri çok yaygın değildir. Çift tepeli ya da sadece ön tepeli (perçemli) tipleri olmaz. Kanat sesleri yok denebilecek kadar azdır. Eğer bir Çorum çıplağında kanat sesi varsa bu Mardin tipi taklacılarla bir kırılma belirtisidir. Hareketli ve enerjik yapıda kuşlardır.
Performans Özellikleri
Bu güvercinler uçuş özellikleri için yetiştirilen performans kuşlarıdır. Uçarken takla atarlar ve oyun yaparlar. Çorum çıplakları arasında damcı ya da havacı şekilde olanları bulunur. İçlerinden çok iyi oyunlu ve uzun uçan kuşlar çıkabilmektedir. Oyunsuz olanları tercih edilmez ve değersiz olarak görülürler. Uçuş özellikleri bakımından Mardin tipi taklacılara benzerler. Konya civarında Çorum güvercinlerine bu nedenle, "Çorumlu Mardin" denilmektedir. Yüksek uçarlar, özellikle ilk uçurulduklarında iyice yükselirler bazıları havada oyun yapar. Oyun sırasında 5-8 adet takla atarlar. Bazıları ise ilk yükselişten sonra bir süre yüksekte uçar ve yorulunca alçalmaya başlarlar. Alçalmasıyla birlikte yuvasının üzerinde oyun gösterirler. Kanatlarına oldukça hakim bir ırk olduğundan Mardin tipi taklacılar gibi iniş sorunları yaşamazlar. Kuş uçurmak için uygun yeri olmayanlar, balkonda güvercin yetiştirmek durumunda olanlar için gayet uygun bir ırktırlar.
Renk Çeşitleri
Çorum çıplakları bilinenin aksine fazla renk çeşitliliğine sahip değildirler. Çorum çıplaklarında görülen renk tipleri 4 tanedir. Bunlar sütbeyaz, gökala, siyahala ve çillidir. Bunların haricinde renk tipi bulunmaz. Çorum dışındaki illerimizde ve özellikle de Ankara'da her görülen paçasız güvercininin Çorum çıplağı olarak nitelenmesi gibi bir eğilim vardır. Bu doğru değildir.
Sütbeyaz
Kuşun bütün vücut tüyleri beyazdır. Göz renkleri alacalıdır. Bu renk güneşte daha belirgin olarak fark edilir. Diğer renk çeşitlerine göre daha çok rastlanan bu güvercinlerin değeri biraz daha düşüktür. Süt beyazlarda diğer renk çeşitleri gibi fazla bir özellik aranmamakla birlikte fazla iri yapılı olmamasına ve göz kenarlarının beyaz kısmının belirgin olmasına dikkat edilir. Sütbeyazların "düz kafa" (takka ve perçemi bulunmayan) ve "sütbeyaz arka tepe" (takkalı) olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır. Arka tepeli olan bu renk çeşidine bölgede "sütbeyaz kekili" adı verilmektedir. Bu iki çeşidin haricinde sütbeyaz bulunmaz. Yani takka perçem olanı ya da sadece perçem olanları yoktur.
Gökala
Yöresel olarak "govala" ya da "morgovala" adı ile bilinirler. Çorum çıplakları içinde yetiştiricilerin aradığı ayrıntılar açısından en fazla özelliğe sahip olan renk çeşitlerinden biridir. Bu nedenle yetiştirmesi zor ve zahmetlidir. Ancak bir o kadar da değerlidirler. Koyu mavi renkli bu güvercinlerin göz renkleri sarı ya da kırmızı olur. Bu güvercinlerde göz çevresi halkası beyaz ve biraz belirgin, gaga uzun ve çene küçük olmalıdır.
Gökalaların ayaklarının dirsekten aşağı kısmı tüysüz olmak durumundadır. Ayaklar kırmızı ve ince yapılıdır. Dirsekten aşağısında tüy bulunan güvercinlere Çorum'da "inik" adı verilir. İnik tabir edilen kuşların paçalı olan Mardin tipi taklacılarla kırılmalar sonucu gelişmiş olduğu bilinmektedir. Mardin tipi taklacılarla yapılan eşlemeler ile bu ırka daha fazla takla atma özelliği kazandırılmaya çalışılmaktadır. Ancak bu tür eşlemeler ırkın orijinal özelliklerinde bozulmalara neden olduğundan Çorumlu yetiştiriciler tarafından uygun karşılanmamaktadır.
Kanat telekleri beyazdır. Kuyruk kuşun kendi rengindendir. Kanat teleklerinin her iki tarafta eşit sayıda beyaz olması önem verilen bir ayrıntıdır. Kanat teleklerindeki beyaz telekler 7'den az ise gökalalığı az olarak nitelendirilir, 11'den fazla ise kuşun beyazlık damarı fazladır ve kanat dirseklerinde de beyazlıklar verir. Beyazlığı fazla olan gökalalara bölgede "alaşar" denilmektedir. Bazı gökalalarda ise çene altında şerit biçiminde beyazlıklar bulunur. Bu tür kuşlar "gümüş gerdanlı" olarak adlandırılırlar. Gökalaların boyun bölümleri koyu mavi-mor bir tonda olur. Mor tonun bittiği yerde karına doğru normal gri ton başlar, gri tonun bitiminde ise karın altı beyaz olmak durumundadır. Buna "kesme" adı verilir. Karın altının kesme olması gökalaların önemli ve aranılan bir özelliğidir. Kanat üzerlerinde iki sıra şeridi olan bu kuşlarda şeritlerin renginin kestane renginde olması dikkat çekici bir özelliktir. Çorum'da güvercinin kanatları üzerinde bulunan şeritlere "elif" adı verilir. Kuşun eliflerinin kestane rengi olması bu güvercinin orijinal gökala olduğu anlamına gelir. Elifleri siyah olan gökalalara da rastlanmaktadır. Bu tür kuşlar gökalaların beyaz ile eşleştirilmeleri sonucu elde edilmektedirler. Gökalaların arka tepeli olan çeşitleri de bulunmaktadır. Bunlar Çorum'da "kekili govala" alarak adlandırılırlar.
Siyahala
Çorum'da "siyah govala" adı ile bilinen bu güvercinlerde hakim olan renk siyahtır. Siyahalaların kanatları üzerinde şerit (elif) bulunmaz. Kanat telekleri gene iki taraftan beyaz olur. Aynı gökaladaki gibi karın altıda kesme şekilde beyazdır. Bu beyazlıklar haricinde kuşun herhangi bir yerinde beyazlık bulunmaması gerekmektedir. Çorum çıplaklarının siyahala renk çeşidi neredeyse kaybolmak üzeredir. Çorumda bu renk kuşlara sahip olanların sayısı yok denecek kadar azalmıştır.
Çilli
Alacalı bir renge sahip olan bu güvercinler genel olarak siyahala ile sütbeyazın ya da gökala ile sütbeyazın eşleştirilmeleri sonucu ortaya çıkmaktadırlar. Kafa ve sırt bölgesi ile vücudunun değişik yerlerinde siyahlıklar ya da grilikler bulunan bu güvercinlerin kuyrukları siyah olmaktadır. Bu güvercinlerin nadir olarak sadece takma kuyruk olanları da oluyor. Vücutları beyaz kuyrukları siyah olan bu çeşitleri "karakuyruk" ya da "karakuyruk çilli" gibi adlarla tanımlanıyor. Çilli renk tipinin "düz kafa" (takka ve perçemsiz) olanları ile sadece "çilli arka tepe" denilen çeşitleri olabiliyor.
Çorum’da Güvercin Yetiştiriciliği
Çorum'da güvercin yetiştiriciliğinin geçmişi 3400 yıl öncesine dayanıyor dersek abarttığımız düşünülebilir. Oysa bu tarihi bir gerçektir. Bilindiği gibi Çorum il sınırları içinde bulunan Hattuşaş (Boğazköy), MÖ 1400-1200 yılları arasında Büyük Hitit İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır. Bu döneme ait Hitit kaya kabartmalarında ve mühürler üzerinde güvercin figürlerine rastlanmıştır. Hititlerden günümüze ulaşan güvercin ile ilgili bulgulara ait bazı örnekler aşağıda sıralanmıştır.
1) Amerika'da Boston Müzesinde bulunan bir Hitit figüründe bulunan güvercin, kanat teleklerini temizlerken görülmektedir.
2) Newyork’da Metroplitan müzesinde bulunan Norbert Schimmel koleksiyonunda MÖ.14.yy ait törensel bir kap üzerinde, önem atfedilerek çizilmiş bir güvercin figürü bulunmaktadır.
3) Hitit tanrıçalarından toprağın ve bereketin anası sayılan Kubaba'nın kutsal hayvanı bir güvercindir.
4) Hitit hiyeroglif yazısında "ar" kelimesi güvercin anlamındadır. Hitit çivi yazılı tabletlerde ise, henüz bu kelimeye rastlanmamış olmakla birlikte, "arnu-musen" kelimesinin güvercin karşılığında kullanıldığı düşünülmektedir.
Bu örnekler Hititlerde güvercin kültürü ile ilgili bizlere bir fikir vermekte, aynı zamanda Çorum’da güvercin yetiştiriciliğinin tarihi derinliğini görmemizi sağlamaktadır. Hitit belgelerinden yakın dönemlere gelirsek, Cumhuriyetten bu yana Çorum'da güvercin yetiştirme geleneğinin oldukça yaygın olduğunu görürüz. Anadolu'nun orta bölümlerinde Konya, Sivas, Ankara’nın yanı sıra Çorum ilimiz de güvercin yetiştiriciliğinde öne çıkmış bölgelerimizden biridir. Çorumlu araştırmacı Abdulkadir Ozulu, yaklaşık 50-60 yıl kadar önce Çorum sokaklarında dolaşan bir yabancının ilk dikkatini çekecek olan şeyin, çatılarda ve havada uçuşan güvercinler olacağını belirtiyor. Çorum’da varlıklı ailelerde kuş sevgisinin babadan oğula sürüp gittiğini, geçimini kıt-kanaat temin eden aileler içinde de kuş besleyenler az olmadığını belirten Abdulkadir Ozulu, anlatımını şu şekilde sürdürüyor.
"Denilebilir ki elli yıl öncesi Çorumlularının ortak zevk ve sevgilerinden biri kuş sevgileridir. Ben sadece kendi mahallemde görüp yaşadıklarımı anlatırken bu sevginin bütün Çorumluları kapsadığını da biliyorum.
Kuş sevgisi, özellikle güvercin sevgisi Çorum'da bir kültürdür. Her ne kadar geçmişteki sıklıkta kuş beslenmiyorsa da halen bu sevgiyi amatör veya profesyonel anlamda sürdürenler bulunmaktadır. Nerede bir güvercin yarenliği açsam, hemen söze katılıp bir güvercin hatırası anlatan o kadar çok kişi oldu. Genç yaşlı bütün Çorumluların dağarcıklarında bir güvercin hikayesi mutlaka var. Benim çocukluğumda kendi sokağımızda görüp yaşadıklarım gibi kentin bütün sokaklarında benzer yaşantılar olduğu ortaya çıkıyor. Bu durum Çorum'da, güvercin sevgisinin ne kadar yaygın olduğunun bir başka delili oluyor bence."
Çorumlu Eski Kuşçular
Abdulkadir Ozulu'nun makalesinde (Bakınız kaynaklar) Çorum'da birçok güvercin yetiştiricisinin adları geçiyor. Bu isimleri alfabetik olarak bir araya toplamanın Çorum'un eski kuşçularını hatırlamak açısından anlamlı olacağını düşündüm. Aşağıda bu isimleri sizlerle paylaşıyorum.
"Altan Başıbüyük, Ambar'ın Rıza, Aslan Büyükcindil (Urlu Aslan), Aşıcı Şevket, Aşıroğlu, Atila Çiğdem, Azmi-Nazmi Soyacak Kardeşler, Battallar, Bostanoğlu Mehmet Çavuş, Celal Aydınlı, Cevat Zeybek, Hilimoğlu’nun Mehmet, Ciğeroğlu'nun Kel Kadir, Cinonlun Bahattin, Çerkes Şeyhi’nin oğlu Avni Bey, Çeyreğin Abidin, Çıtak Mıstık, Çimke Arif'in Cemal, Deli Emin'in Mıstık, Deli İhsan, Dr. Mahmut Angın, Dursun bey, Elekçi Topal Ahmet, Evliya Cemal, Fehmi Zencirci, Fındıkların Mustafa, Fırıncı Mehmet (Pepe) Ağa, Hayranların Ömer, Ispanağın Arif, Ispanağın Hacı, Kabakçılar, Kadir Onbaşı, Kadirlerin Kemal, Kahveci Halis, Kahveci Tıkı Mehmet, Kasap Deli İhsan, Kebabçı Erdal, Keçecilik yapan Cenanlar'dan İsmail Ağa ve kardeşleri Mehmet Ağa, Kefçeli Rıza, Keklikçi Yusuf Ağa, Killiler'in Hasan, Kireççi Cevat, Kireççi ibrahim, Kireççi Kör Reşit, Kölegöz Mustafa, Kör Emrullah, Kürt Tev'lik, Leko, Marangoz Azmi, Usta Marangoz Eşir, Marangoz İsmet, Müezzinlerin Turan, Osman Baykal, PTT'ci Salim, Şecaattinlerin Ziya Bey (Ziya Erkoç), Şıhların Cenger, Taşçı Deli Osman, Taşçı Kör Sadık, Taşçı Kuru Kemal, Taşçı Tın Lutfu, Taşçı Vusuf, Tatar Çavuş, Tenekeci Mıstık, Terzi Abdullah, Terzi Niyazi, Tilik İbrahim, Tonguldak Nuri, Turpoğlu Osman, Umaroğlu Nurettin, Yaşar Bey (Avni beyin oğlu), Yorgancı Osman, Yozgatlı Ali Çavuş, Yöreli'nin İlhan, Yüzbaşı Halil Efendi."
Çorum Taklacısının tarihçesi
Çorum Taklacısı ya da Çorum Çıplağı şeklinde adlandırılan güvercinlere ait tarihi bilgilere, Çorumlu araştırmacı Abdulkadir Ozulu'nun makalesinde rastlıyoruz. Abdulkadir bey bu makalesinde Çorum'un eski kuşçularıyla söyleşiler yapıyor. Görüştüğü kuşçulardan 82 yaşındaki Aslan Büyükcindil’in verdiği bilgiler, Çorum taklacısının tarihi gelişimini değerlendirebilmemiz açısından çok önemli veriler sunuyor.
"Ermeni Artin varmış Çorum'da. Artin bir çift güvercin getirmiş Çorum'a bir yerlerden. Bu güvercinlerin ayakları Cılbak kanatları yarı beyaz, bunlara guvala derler ki o zamana kadar hiç görülmemiş böyle güvercin Çorum'da. Artin'in bu kuşları evinden kaçırmış ve altı ay kadar aramış ama bulamamış. Bostanağlu Mehmet Çavuş varmış kuşbaz. Artin'in kuvalalarını yakalamış fakat kimseye söz etmemiş. Bakmış yakaladığı kuşlar pek bir şeye benzemiyorlar. Erkeğini yaşlı bir kadına beş kuruşa satmış. Geride kalan dişi de Mehmet Çavuş’tan Battallara geçmiş. Battallar'da bu dişiyi kendilerinde bulunan çilli erkeğe eş etmişler ve işte böylece çoğalmış gitmiş Çorum'da kuvalalar"
Bu anlatılanları biraz derinleştirirsek, Ermeniler Çorum'a ilk kez 1800’lü yılların başında ticaret amacıyla gelmişler ve sonrasında yavaş yavaş yerleşmişler. 1914 yılı Ankara Vilayet Salnamesi'ne göre Çorum merkez, İskilip, Sungurlu, Osmancık ve Mecitözü yerleşimlerinde yaşayan toplam Ermeni nüfus 3523 kişi olarak görünüyor. Bu dönemde Çorum'a yerleşen Ermeni tüccarların ağırlıklı olarak Sivas üzerinden İran körfezine bağlanan ticari yolu kullanarak mal taşıdıkları bilinmektedir. 1915 yılında alınan Tehcir kararı sonrası Çorum'da yaşayan Ermenilerin tamamına yakını bölgeden göç etmek durumunda kalmış. 1923 Cumhuriyet’in ilanı sonrası giden Ermenilerden bazılarının Çorum'a geri döndüğü söylenmekle birlikte kesin bir bilgiye rastlayamadım.
Bu bilgilerin ışığında Ermeni Artin’in Çorum’da bulunduğu yıllar, 1915 öncesi yıllar olmalıdır. Buradan çıkarabileceğimiz sonuç, Çorum taklacısının geliştirilmesinin günümüzden 100 yıl kadar önceye dayandığıdır. Artin'in Çorum'a getirmiş olduğu "guvala" (kuvala) olarak adlandırılan bir çift güvercinin hangi ırk olduğunu ve nereden getirildiği belli değildir. Çorum Ermenilerinin yakın ilişkide olduğu İstanbul, Ankara, Yozgat, Sivas illeri olabileceği gibi, Ermeni tüccarların kullandığı dönemin ticari yolları üzerindeki İran olması da ihtimaller arasındadır. Bu dönemlerde Çorum'a İran'dan paçalı ve kekili (tepeli) bazı güvercinlerin getirildiği bilinmektedir.
Artin'in bir çift güvercini hakkında elimizde bulunan tek bilgi, ayaklarının bacasız olduğu ve kanat kapaklarının yarım beyaz şekilde kapaklı olduğudur. Bu renk yapılanması saksağana benzetildiği için dünyada genel olarak "magpie" şeklinde adlandırılan güvercinlere özgüdür. Rusya, Romanya, Hollanda, Almanya ve İran gibi birçok ülkede magpie renk yapılanma özelliği gösteren farklı ırklardan güvercinler bulunmaktadır. Bunların çoğu dünyada "high flyier" (yüksek uçucu) olarak adlandırılan güvercinlerdir.
Artin'in tek kalan dişisi "çilli" erkek ile eş edildiğine göre biraz da çilli erkek üzerinde duralım. Çilli tanımlaması genel olarak güvercinlerde ırk adından çok bir deseni tanımlamak için kullanılır, Teknik olarak söylersek, işaret geni şerit (çubuk) değil de pul olan güvercinlerin tümü çilli (benekli, kirli) olarak adlandırılır. Çorum'da ise çilli adlandırması bizim "alaca" ya da "ala" dediğimiz beyaz ile karışık renkli kuşları (taklacıları) tanımlamak için kullanılmaktadır. Bu renk taklacıların Çorum'da eskiden beri yaygın oldukları bilinmektedir.
Anlatılanları özetlemek ve sonuç çıkarmak gerekirse, Çorum Taklacısı (Çorum çıplağı) günümüzden en az 100 yıl kadar önce Çorum'a dışardan getirilmiş "magpie" tipi renk yapılanması olan tahminen yüksek uçucu dişi ve siyah renk bir kuş ile alaca renkli taklacı erkek bir güvercinin eşleştirilmesi sonrası üretilmiş ve çoğalarak günümüze kadar ulaşmıştır.
Hazırlayan: Yavuz İŞÇEN
