top of page

Gaga: Güvercin ağzı. Her ırkın gaga şekli farklıdır. Sağlıklı bir güvercinin gagası kapalıdır.

 

Garip: Başka şehirden gelen kuş.

 

Geh Geh: Güvercini çağırma ünlemi. Çağırma alıştırmaya bağlıdır. Gehgeh dendiği gibi kıs kıs vb. biçimde de çağrılabilir (bk. kıssıkıssı).

 

Geniş Göz: Büyük ve yuvarlak olup iç ve dış çerçeveleri geniş olan göz. Gözün kenarındaki tüysüz kısmın çemberi geniş, rengi beyaz veya ayva sarısıdır. Gözün rengi beyaz veya siyah olabilir. Hafif kızılımsı olanları da olur.

 

Geniş Paça:Tüyleri uzun olan paça. Paça tüyleri ayak parmaklarını aşıp yere değer ve arkaya doğru uzar.

Gerdan: Gaganın altından başlayıp boyuna uzanan sarkma. Adana ırkı güvercinde gözlenir.

Gerdanlı Irklar: Türkiye’de filo ırklarının yaklaşık yarısını gerdanlı ırklar oluşturur. Gerdan, güvercinin gagasının altından başlayarak aşağıya doğru boyunun ön kısmında uzanan sarkık deri parçasıdır. Gıdık adıyla da bilinir. Bu gerdana sahip olan ırklara gerdanlı ırk denilir. Dünyada Suriye gerdanlıları ve Lübnan gerdanlıları adı altında iki ana grupta toplanırlar. Ülkemizde gerdanlı adlandırması kullanılmaz. Filo ırkının adı kullanılır. Ülkemizde filo uçucuları arasında uçurulan bir grup gerdanlı güvercin ise dünyada “Lebanon Dewlap” olarak bilinir. Vücut yapısı olarak Suriye gerdanlılarından çok farklı olmayan bu güvercinler biraz daha küçüktürler.

Gerdanlı güvercinlerde gerdan yapılanmasının yanı sıra, ilk dikkati çeken özellik, kafanın biçimidir. Kendi içinde üç farklı tipte kategorize edilirler. İdeal tipte kafanın üstü yuvarlak döner ve en üst noktasında küçük bir düzlük olur. Alın kemikleri gagadan itibaren düz devam ediyormuşçasına uzanmalıdır. Diğer güvercinlerde görülen alın kemiği başlangıcındaki hafif çukurluk gerdanlı güvercinlerde bulunmaz. Alt ve üst gaganın birleşim çizgisi, göze doğru hayali olarak devam ettirildiğinde gözü tam ortalayarak geçer, altından ya da üstünden değil. Gerdan alt gaganın hemen bitiminden başlamalı ve boğaza doğru uzamalıdır.

Gerdanlılar genel olarak normal güvercinlere göre daha iri yapılıdırlar. Bacak, gövde, baş ve boyun uzunluğu belli bir oranda olmalıdır. Boyun biraz kalın ve uzundur. Gaga orta uzunlukta ve kalındır. Gaga üzerindeki etli bölüm ve göz çevresi halkası daha belirgindir. Bacak yay gibi durur. Paçasızdır. Ayak parmakları biraz daha uzundur. Kafada tepe bulunmaz. Göz rengi genellikle kırmızı ve koyu portakal tonundadır.

 

Türkiye’de Yetişen Gerdanlı Irklar: Adana, Ağ, Amberi, Aynalı (Akkuyruk), Karanfilli (Bayramlı), Fırfırlı, Karaperçemli (Karakaşlı), Keşpir, Meverdi, Müsevved, Nakışlı (Yazılı) ve Şami.

 

Gerdanlı Irkların Tarihçesi: İngilizce “Syrian Dewlap”, “Dewlap”, Almanca “Wammentauben” adı ile bilinirler. Türkiye’nin yanı sıra en çok Suriye ve Lübnan’da yaygındır. Köken olarak Suriye kaynaklıdır. Eskiden Osmanlı Devleti sınırları içinde bulunan Suriye’nin Halep ve Şam bölgesinde bol miktarda olduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminde Halep ile Urfa ve Antep şehirleri arasında sıkı bir güvercin ticareti olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Hatta bir ara Halep’te bu kuşların sayısı çok azaldığı için Suriyeli kuşçuların Kilis’e gelerek kuş aldıkları kayıtlara geçmiştir.

Bilindiği gibi Arap ülkeleri ile Türkler arasında tarihsel ve coğrafi bağlantılar bulunur. Binli yıllardan itibaren Büyük Selçuklu ile bölgeye egemen olan Türkler, sonraki yüzyıllarda beylikler ve son olarak da Osmanlı ile bölgedeki egemenliği sırasında buradaki uluslar ve kültürler ile içi içe yaşamıştır. Selçukluyla birlikte Türk güvercin ırkları bölgeye girerken, bölgedeki ırklar da Türkler tarafından benimsenmiş ve yetiştirilmiştir. Bu bakımdan gerdanlı güvercinlerin Türkler tarafından yetiştirilmesinin tarihinin 1000’li yıllardan itibaren başladığı söylenebilir. Orta Asya göçleri öncesinde de ciddi bir güvercin kültürüne sahip olan Türklerin, bölge ırklarının ıslahında önemli rol üstlendikleri bilinmektedir. I. Dünya Savaşı sonrasında Arap coğrafyası Osmanlı’nın elinden çıkmıştır. Türkler Arap kökenli güvercinleri kendi ırkları olarak tanıtmamıştır ama bin yıldır bu ırkları yetiştirmiş ve kendi ırkı gibi görmüştür. Günümüzde gerdanlı ırklar Türkiye, Suriye, Irak, İran, Lübnan ve Ürdün gibi bir zamanlar Osmanlı sınırları içinde bulunan ülkelerde yoğun olarak yetiştirilir.

Sınıflandırma ve Adlandırma

Filo uçumunda kullanılan ırklardan bir bölümünü oluşturan Suriye ve Lübnan gerdanlı ırklarının dünyada tanınması oldukça yenidir. Kayıtlarda bu güvercinlerin 1950-60 yılları arası Amerika ve Avrupa ülkelerine tanıtım amacıyla götürüldüğü biliniyor. O yıllarda çok iyi tanınmayan bu güvercinlerin kabaca sınıflandırıldığı görülmektedir. W. M. Levi’nin 1965 tarihli “Encyclopedia of Pigeon Breeds” (Güvercin Irkları Ansiklopedisi) kitabında bu sınıflandırmanın Suriye ve Lübnan gerdanlıları olarak iki ana başlık halinde yapıldığı görülür. Ana başlıkların altına bütün güvercinler tek bir ırk gibi sıralanmıştır. Yanlarında da renk farklılıkları ve adlandırılışları verilmiştir. Birçok eksikliği ve yanlışlığı içinde barındıran bu sınıflandırma şekli ne yazık ki günümüze kadar değişmeksizin gelmiş ve bugün de büyük oranda kullanılan bir belirleme olmuştur. Kendi ırklarımızı dünyaya doğru biçimde tanıtmak istiyorsak, Suriye ve Lübnan gerdanlıları altında toplanan güvercinlerin ırk ayrımlarını yapmak, renk çeşitlerini belirlemek ve ırkların satnadartlarını oluşturabilmek durumundayız. Tabi ki iş bununla da bitmiyor. Daha sonra bunları bütün dünyaya duyurabilmek gerekiyor. Hatta bu ırklardan bazılarını sahiplenip kendi ırkları gibi dünyaya lanse eden ülkelere bu ırkların köken olarak bizim ırklarımız olduğunu belgeleyebilmemiz gerekiyor.

Ülkemizde filo uçucuları içinde yer alan güvercinler, ırk ve renk adlarıyla birlikte anılmaktadır. Bu nedenle bu ırkları yakından tanımayanlar için, hangi adlandırmanın ırkı, hangisinin rengi tanımladığını belirlemek kolay değildir. Bunun yanı sıra gerdanlı ırklar içinde yer alan güvercinlerin bazı renk tiplerine, tarihsel süreç içinde yeni bir kimlik kazandırılmıştır. Zaman içinde bir renk tipi farklı genetik özellikler gösteren ayrı bir ırk haline gelmiştir. Bu bakımdan geçmişte aynı ırkın bireyi olduğu halde bugün farklı ırk olarak kategorize edilen güvercinlerin olması, gerdanlı ırkları sınıflandırmayı zorlaştıran bir diğer etkendir. Bir diğer karışıklık ise bu ırklara ve renk tiplerine farklı illerimizde farklı adlar veriliyor olmasıdır.

Türkiye’de daha çok uçurulma özellikleri ön plana alınarak, gerdanlı olan ve olmayan 27 kadar ırkı tek bir grup altında toplanır. Bu gruba “filo uçucuları” ya da “filo güvercinleri” denir. Yöresel olarak “köme güvercinleri”, “karışım güvercinleri” “bölük”, “halis kuşlar”, kozak” gibi adlar da bulunur.

Gezme: Kuşun oyun sonrası kendini dinlendirmek amacıyla belli bir yüksekliğe çıkarak muhitini terk etmesi.

 

Gıdık: Güvercinin çene altındaki ileriye doğru olan kabarıklık. Gerdanın ileriye doğru olan kabarıklığı.

 

Gıdıklı: Çenesinin altında ileriye doğru kabarıklık olan güvercin.

 

Golak: Kanat eklemlerinde görülen şişlik.

 

Gonur: Yanardöner, çikolata, humey, bokfare, sıçan.

 

Göğürmek: Kuğurmak, guk çekme.

 

Göğüs: Güvercinin boynu ile ayakları arasında kalan kısmı.

Göğsüak (İngilizce’de Atlas): Bu güvercin ırkı taklacı tip güvercindir. Göğsüak genellikle Diyarbakır’da yetiştirilir. Bu ırkta atlas, narinci, ciğeri, gökela, kürenk ve zeytuni renk varyeteleri bulunur. Kuyruktaki telek sayısı 12 adettir.

27 Göğsüak.jpg

Gök: Gök renkli olan güvercin. Açık veya koyu gök olabilir.

 

Gökçe Güvercin: (Columba Oenas) Görünüş olarak kaya güvercinine benzer. Ancak rengi daha koyu mavi ve kurşunidir. Göğüs koyu erguvanidir. Kuyruk sokumunda beyazlık bulunmaz. Kanatları üzerindeki siyah şeritler (kolon) daha incedir. Kuyruk ucundaki siyah bant ise daha geniştir. Boyu 33 cm’dir. Gaganın dip kısmı kırmızı, uca doğru sarımsı, ayaklar ise kırmızıdır. Gözü koyu renklidir.

Ağaç, kaya ve toprak kovuklarına yuva yapar. Yaşlı ormanları sever. Kışın açık arazide bulunur. Yılda üç kez aynı yuvada kuluçkaya yatar. Kuluçka süresi 17 gündür. Yavruları 25 günde yem yiyebilecek hale gelirler. Eş seçimi sezonluktur.

Her türlü tane ve tohumla beslenen bu güvercine, yurdumuzun Orta Anadolu, Akdeniz ve Güneybatı Anadolu bölgelerinde devamlı rastlanırken, Karadeniz ve Kuzeybatı Anadolu bölgelerinde yaz göçmeni olarak görülür.

 

Görev: Oyun kuşunun seyisinin eğitimine göre oyununu yapması.

Görünüş Irkı: Görünüş özelliği için yetiştirilen güvercin ırkları. Süs güvercinleri.

 

Götlemek: Takla atacak gibi yapıp takta atmamak, kanat geride öylece havada biraz düşer gibi yapmak. Daha çok muklufluk devresindeki güvercinler yapar. Götledi biçiminde kullanılır.

 

Gut: Açık veya koyu kahve renkli, kamış paçalı, uzun gagalı, çift takkeli, asıl özelliği dem çekmek alan, fazla uçmayan ve takla atmayan güvercin türü. Süs kuşudur (bk. ahır kuşu)

 

Gut Ala: Kanattan beyaz diğer tarafları kahverengi olan gut.

 

Guvala, Gökala: Çorum ırkı rengi.

 

Güdek: Güvercinin kuyruklarının çekilmiş olma hali. Kuyruksuz. Gödek de denilir.

 

Gül: Güvercinlerde göğüslerinin üzerindeki tüylerin kendiliğinden kabarık olma hali. Genelde Hünkari ırkında olur.

 

Güllü: Paçasında tüy olmayan güvercin türü. Göğsündeki tüyler gül biçiminde ayrıldığı için bu adı almıştır. Oyun oynamaz, takla atmaz. Düz uçar. Filo uçucusudur. (bk. mısıri). 2.  Başındaki tüy ve vücut rengindeki tüylerin göğse kadar uzaması.

 

Gül Paça:1. Paçasındaki tüyleri orta uzunlukta, ortalama 3 cm. olan güvercin. 2. Tüyleri ortalama 3 cm. uzunluğunda olan paça. Tüyler tırnakları örter. Bütün türlerde olur.

 

Gül Perçem: Gözlerinin kapanacak derecede perçeminin olması.

Gümüşkuyruk: Ülkemizde ‘yelpaze kuyruk’ dünyada ise ‘fanfail’ olarak adlandırlan güvercin ırkları arasında sınıflandırılan gümüşkuyruk, kuyruk telek sayısının fazlalığı ve kuyruğunun duruşu ile dikkat çeker. Suriye kökenlidir, ‘karakand’ ya da ‘hindi’ olarak, dünya da ise ‘karakand fanfail’ ve ‘Syrian fanfail’ adıyla bilinir. Yerel olarak kırkkuyruk şeklinde de adlandırılır. Nadir olarak Suriyeli adına atfen ‘karakan’ da denilir. Filo güvercini yetiştiren illerimizde yaygın olarak rastlanır ve filo güvercinleri ile birlikte karışım için uçurulur.

Gümüşkuyruğun kuyruğu tümüyle beyazdır. Vücut rengi ne olursa olsun kuyruk beyaz olur. Vücudun diğer kısımları kuşun kendi rengindedir. Kanatlar kuyruk üzerinde taşınır. Bu önemlidir. Aksi kusur olarak görülür. Değer kaybeder. Kuyruğun duruş şekli de çok önemlidir. Kuyruk yere paralel olmak zorundadır. Yukarı kalkık ya da yeri süpüren bir duruş istenmez. Bazı gümüşkuyrukta kuyruğun şekli ters ‘V’ biçimindedir. Bunlara ‘kırktelli’ ya da ‘kırkkuyruk’ adı verilir. Kuyruk telek sayısı 16-22 arasında değişir. Normal olan budur. Kuyruk üstü yağ bezesi bulunmaz. Düzgün ve yuvarlak bir başı vardır. Vücudu orta büyüklükte ve uzunluktadır. Gaga siyah renklidir, ince ve orta uzunluktadır. Tırnak siyah renklidir. Göz fazla büyük değildir, inci rengi ve portakal tonundadır. Yelpaze kuyruklu ırkların çoğunda görülen boyun titremesi bu kuşta da vardır ancak fazla değildir. Ayaklar paçasızıdır. Kırmızı renkli ve biraz kısadır.

Kara Gümüşkuyruk: Bütün vücudu siyah olup sadece kuyruk beyazdır. Şeritsizdir.

Göv Gümüşkuyruk: Mavi (gök) rengindedir. Kanatta şerit bulunur. Kuyruğu beyazdır. Bu rengin kirlisi de (çakmaklı) vardır.

Kırmızı ve Sarı Gümüşkuyruk: Daha nadir bulunan renklerdir. Bu renkte olanlar ‘Halebi’ olarak adlandırılır. Ancak bu renklere sahip olup yine ‘Halebi’ olarak adlandırılan bir ırk daha vardır. Çoğu zaman karıştırılır. Halebi ırkının da kuyruğu beyazdır ama telek sayısı 12’den fazla olmaz. Ayrıca kuyruküstü yağ bezesi vardır ve tepelidir.

Alaca Gümüşkuyruk: Renk üzerine serpilmiş beyazlıklar şeklinde bir görünümü vardır. Kuyruk beyaz olmakla birlikte bazen arada renkli telek olabilir. Şeritsizdir. Makbul kabul edilmez.

Gümüşkuyruk - Sarı.jpg
Gümüşkuyruk - Gök.jpg
Gümüşkuyruk.jpg

Günleme: Güneşlenme.

 

Güneşlenme: Güvercinin güneşlenmesi.

 

Güvercin: Kanatlı hayvan. Columbidae familyasının Columbinae alt familyasında Columba cinsinde yer alan Columba livia (kaya güvercini) türünden köken almıştır. Güvercinlerin Orta Asya ve Doğu Akdeniz’de evcilleştirildiğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Günümüzde 7 tür ve yaklaşık 350 ırk içerisinde sınıflandırılan güvercinler form ve performans gibi amaçlar doğrultusunda yetiştirilmektedir. Türkiye’de bulunan güvercinler Columba livia türünün Columba livia domestica alt türüne ait genotiplerden oluşmaktadır.

Vücut Ağırlığı: 350-500 gr

Soluma: Dakikada 25-30

Kalp Atışı: 240 bpm

Yaşama Uzunluğu: 30 yıla kadar yaşar ama 10 yılı geçen çok azdır. Performans süresi 7 yıl

Yediği Ağırlık: Bir kuş için bir günde 30 gr

İçtiği Su Miktarı: Bir kuş için bir günde 30-60 ml

Yumurta: 2 yumurta 44 saat arayla, kuluçka 16-20 gün, iki ebeveyn de yumurtaya yatar

Yavru Gelişimi: 24 gün yuvada kalır, 8 haftalık olana kadar cizzik olarak adlandırılır. 6 ay sonra eşe gelir.

 

Kelimenin Kökeni: Sınırlı ve belli alanlardaki sözcükleri içine alan Gök Türk Yazıtlarında geçmeyen güvercin sözcüğü, Uygur metinlerinde kögürçgün, kögürçken, kögürçün biçimlerinde geçmektedir (A. Caferoğlu, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, s. 114, istanbul, 1968). DivanüLûgati't-Türk'te kökürçkün olarak geçmekte, kökürckünleş- «güvercini öndül koyarak yarışa girmek», biçiminde bir de türevi bulunmaktadır (B. Atalay, DivanüLûgati'tTürkDizini, s. 358, Ankara 1943). Kökeni hakkında ise herhangi bir açıklama yoktur. Lehçelerde, Rad.,Kkg.-kögürçkön; Rad., Kaz.-kügerçin; Rad., Tob.-kügelsin; . Rad., Kg.-kügörşük; , Rad., Komd., Bar.-kögürçün olarak geçmektedir (B. Atalay, DivanüLûgati't-Türk Dizini, s. 358, Ankara. 1943). Anadolu ağızlarında, goğercin, gövercin, göğercin, güvercin biçimleri var. Kögörçün (Başhöyük-Kadınhanı-Konya) biçiminin ise Kafkasya göçmenlerinden derlendiği anlaşılıyor (Derleme Sözlüğü, C. VII, VIII).

 

Güvercin sözcüğünün eski kaynaklarda karşılaştığımız biçimlerini şu iki ana biçime indirmek mümkündür: kökürçkün, kögürcün. Kögürçken biçiminin, son hecede ünlü düzleşmesiyle kökürçkün biçiminden geliştiği anlaşılıyor. Kökürçkün ile kögürcgün arasında ise yalnızca -k-  -g- değişmesi var. Kökürçkün ya da kögürcün biçimlerinden hangisi asıl bicim olursa olsun, güvercin sözcüğünün Türkçe gök sözcüğünün bir türevi olduğu biliniyor (Hasan Eren, Türkçe Gök Kelimesinin Türevleri, Jean DenyArmağanı, s. 85-89, Ankara, 1958). Kökürçkün, kögürçün biçimlerinin kök < gök sözcüğünün üzerine ek yığılması sonucu ortaya çıktığı anlaşılıyor. Nitekim, aynı yapı özelliğine, 'aynı eklerin yığılmasıyla Türkçe iki sözcüğünün türevi olan ikirçkün «tereddüt, ikircim; tereddütlü, ikircimli» sözcüğünde de rastlıyoruz (B. Atalay, DivanüLOgati't-Türk Tercümesi, C, ili.,s. 419, Ankara, 1941). Bu örnekler, ikirçkün sözcüğünün iki, kökürçkün sözcüğünün de gök sözcüğünün türevi olduğunu gösteriyor. Bazı sözlük ve ansiklopedilerde (Meydan Larousse, C. 5, s. 463, İstanbul; P. Tuğlacı, Okyanus 20. Yüzyıl Ansiklopedik Türkçe Sözlük il, İstanbul, 1971), güvercin sözcüğünün Moğ. kügercin sözcüğünden getirilmiş olması görüşüne ise katılmak mümkün olmasa gerek.

 

Güvercin Dışkısı: Normal yemlenmiş güvercinlerin dışkısı şekillidir ve sıvı halde değildir. Rengi, yediği yeme göre, sarı-gri ile gri-kahverengi arasıdır. Dışkı, kuruduğunda tebeşire benzemek üzere, değişik oranlarda asit içerir. Salya benzeri ince bir sıvı ile kaplıdır. Dışkı içerisinde sindirilmemiş taneler, kum vb. parçalar bulunabilir. 

Güvercin Eti: Tavuk etine alternatif olmasa da, gelecekte iyi bir hayvansal protein kaynağı olabilir. ABD'de güvercin çiftliklerinde 35.000 çiftin üzerinde damızlık kuş bulunduğu bildirilmektedir. Güvercinler 0.5 kg ağırlığında yumurtadan çıkışı takiben 28 günlük olduklarında pazarlanabilir. Deri altı yağ dokusu nedeniyle etleri gevrek ve lezzetlidir. Başta Kuzey Afrika ve Orta Doğu olmak üzere yüz yıllardır yetiştirilmektedir. Kuzey Amerika'nın bazı bölgelerinde ve Avrupa'nın çeşni (gourme) marketlerinde pahalı bir çeşni olarak satılır. Yetiştirilmeleri için fazla bir alan gerekmediği için şehirlerde de yetiştirilir. Genç güvercinler tüy gelişimi henüz daha yeni tamamlanıp uçmaya başlamadan önce genellikle 21-30 günlükken kesilirler. Bu dönemde yenebilen et oranı en yüksek seviyede olup, uçmaya başladıktan sonra et sertleşmeye başlar. Ağırlık, ırka, beslemeye ve diğer faktörlere bağlı olarak 340-680 gr arasında değişir. Güvercinlerin et üretimine en uygun olanları White King ve Red Cameau’dur. ABD orijinli olan White King kısa bacaklar ve geniş bir vücut ile etçi ırkların genel görünüş özelliklerini taşır. Kafa oldukça büyüktür, deri pembemsi beyaz ve sık tüylüdür. Yetişkin kuşlar 750-850 gr ağırlıktadır. Cameau ailesinin bir varyetesi olan Red Cameau, White King kadar üretken bir varyete olmayıp 650-740 gr ağırlıktadır.

Güvercin Gübresi: Osmanlılar zamanında ihraç maddesi idi. Bu yüzden çeşitli şehirlerde güvercinler için özel binalar inşa edilmiş ve gübre üretimi yapılmıştır. Kapadokya yöresinde “güvercinlik”, Kayseri’de “burç” ve Diyarbakır’da “boranhane olarak adlandırılan yapılar, günümüzde de halen görülebilmektedir. Güvercin dışkısının pH derecesi yüksek olduğundan otomobil kaportasına temas ettiğinde, kısa sürede boyaya zarar verebilir. Ayrıca güvercin dışkısı, ayakkabı yapımından deri işlenmesinde kullanılmaktadır. Güvercin gübresi diğer hayvan gübreleri (koyun, keçi, bıldırcın,

yarasa gübresi) ile gül, kentsel katı atıklar ve mantar kompostu içinde en fazla kuru madde ve organik maddeye sahip gübre çeşididir.

 

Güvercin Saklamak: Güvercin beslemek, alıkoymak.

Güvercin Sınıflandırması: Güvercinler iki ana kategoride sınıflandırılırlar. Performans Güvercinleri ve Form Güvercinleri. Performans Güvercinleri: Ötücü, Dalıcı, Taklacı, Makaracı, Dönücü, Çember Dövücüsü, Filo Uçucusu, Yüksek Uçucu ve Posta güvercinleridir.

Form Güvercinleri: Süs Güvercinleri ve Kostüm Güvercinleridir. 

Performans Güvercinleri: 

Dalıcı (Diver): Bu tip güvercinler gökyüzüne yükselir ve bir pırıltı gösterildiği zaman, hızla dalışa geçerler.

Taklacı (Tumbler): Taklacı güvercinler havada iken peşpeşe belirli sayıda takla atarlar. Taklaların seriliği, sayısı ve atarken yaptıkları diğer hareketlere göre bir güvercinin kalitesi değerlendirilir.

Makaracı (Roller): Bu güvercinler grup halinde seri halde arka üstü takla atarak alçalırlar. Takla serisi bitince tekrar yükselirler.

Dönücü (Spinner): Dönücü güvercinler, havada kendi ekseni etrafında dönerler ve aşağıya doğru mesafe katederler. Dönüş bitince tekrar yükselirler.

Çember dövücü (Circle flier tumbler): Havada takla atarken aynı zamanda çember şekli çizen güvercin ırkıdır.

Filo uçucusu (Fleet flier): Filo güvercinleri havada herhangi bir dalma, takla atma, dönme vs. hareketi yapmaz, ancak büyük gruplar halinde gökyüzünde uçarlar.

Yüksek uçucu (High flier): Bu tip güvercinler grup halinde çok yükseklere çıkarak uçuş gösterirler (toplu iğne başı kadar görünecek şekilde). Grubun belirli bir süre “havada gözden kaybolması” idealdir.

Posta (Yarış): Bu güvercinlerde herhangi bir vücut şekli, büyüklüğü, rengi ya da ayırıcı özelliğe dikkat edilmez. Sadece hız, dayanıklılık, hedefine varması ve yuvasına geri dönmesi gibi özelliklere dikkat edilir.

Ötücü: Güvercinlerin ötüşüne “dem çekme” adı verilir. Bu güvercinler ötme yani dem çekme güzelliklerine göre değerlendirilir. 

Form Güvercinleri: 

Süs (Form): Sadece dış görünüş ve güzellikleri için yetiştirilirler. Bu güvercinlerin performanslarına dikkat edilmez.

Kostüm (Form): Bu güvercinler o günlerin modasına göre geliştirilen seyirlik güvercinlerdir. Renklerine ve fiziki yapılarına göre bir iki ırkın birbiriyle kırılması sonucu oluşturulurlar. Birkaç yılda bir moda değişir.

 

Güvercin Sıtması (Haemaproteus): Haemoproteus adı verilen protozonun (mikrop) neden olduğu bir hastalıktır. Bu protozonun, Haemoproteus Columbae, Haemoproteus Sacharrovi, Haemoproteus Maccallumi adı ile bilinen üç türü güvercinleri etkilemektedir. Hastalığın yayılabilmesi için bu protozonun, güvercinin vücuduna girmeden önce ara konak görevi görecek bir canlının içinde gelişim göstermesi gerekmektedir. Bu canlı, bütün güvercin yetiştiricilerinin çok iyi tanıdığı atsineğidir. HippoboscaEquina veya Pseudolynchia Canariensis bilimsel adı ile tanılan atsineği, Haemoproteus hastalığının taşıyıcı ve bulaştırıcısıdır. Hastalık bu nedenle daha çok yaz aylarında karşımıza çıkar. Yabani güvercinlerin büyük bir yüzdesi bu mikrobu taşımaktadır.

 

Atsineği hastalığı taşıyan bir güvercinden kan emer ve bu işlem sonrası mikrobu alır. Mikrop sineğin vücudu içinde bir gelişim seyri izler ve son olarak sineğin tükürük bezlerine ulaşır. Yeni bir kan emme seansı sırasında ise buradan başka bir güvercine bulaştırılır. Güvercinin vücuduna giren mikrop 6 hafta kadar sürecek bir süreç sonucu olgunlaşır ve hastalığı bulaştırabilecek konuma gelir. Ancak güvercinde hastalık belirtileri mikrobun alınmasını takiben 15 – 30 gün sonra görülmeye başlar.

 

Güvercin Sütü: Bkz. Kursak sütü.

 

Güvercin Titremesi: Bir tehlike hissettiğinde güvercinin kanat titretmesidir.

 

Güvercin Yumurtası: Güvercinler yuva kızdırdıktan sonra çoğunlukla 2 yumurta yaparlar. İlk yumurtayı yaptıktan yaklaşık 36 ila 40 saat arasında ikinci yumurtayı yaparak 17 günlük bir kuluçka dönemi olur. 16. Günden sonra hava sıcaklığına bağlı olarak yumurtalar 1 gün ara ile çıkar.  Bunun sebebi güvercinin ilk yumurtayı yaptıktan sonra bu yumurtanın üzerine yatmasından dolayıdır. Bazı usta güvercinler ilk yumurtayı yaptıktan sonra üzerine yatmaz sadece yumurtanın üzerinde ayakta bekler. Çünkü 1 günlük fark yavrular arasında giderek artan bir boyut başka bir değişle gelişim farklılığı yaratmaktadır.

Yayın Başlangıç Tarihi 2019 Şubat

Bu site Sertaç Akar tarafından oluşturulmuştur.Taklit edilmesi, backlink olarak verilmesi, tema olarak kopyalanması yasaktır.

bottom of page