Babaç: Kümesteki lider erkek.
Badanas: Güvercinin çiftleşme, yumurta yapma dönemi. Badanas dönemine giren güvercin ortalama 10-15 günde yumurtlar.
Bağdadi: Filo uçucusu bir ırktır. Ülkemizde ‘Bağdadi’, ‘Bağdat’, ‘Bağdadiye’ ve ‘Bağdatlı’ şeklinde adlandırılan bu güvercin ırkı, Irak kökenlidir. Dünyada ‘Bagdat’, ‘Baghdad’, ‘Bagdette’ gibi adlarla bilinmektedir. Eski dönemlerde posta güvercini olarak kullanılmış olan Bağdadiler, günümüz modern posta güvercinlerinin de köken ırklarından biridir.
Lübnan’da ‘Mijris’, ülkemizde ise ‘Mıcri’ adı ile bilinen güvercinler, Bağdadilere de yakın akrabadır. Yine dünyada Carrier adı ile bilinen güvercin ırkı, Bağdadilerin akraba ırklarından biridir. Carrier ırkı, yüz yıllar önce Osmanlı toprakları içinde bulunan Irak’tan İngiltere’ye götürülen Bağdadilerin geliştirilmiş biçimleridir. Bağdadilerin burun üzeri eti ve göz çevresi halkası belirgin ve etli olanları ülkemizde ‘Carrier Bağdadi’ olarak adlandırılır. Bunların Carrier ırkı ile yapılan kırmalar sonucu geliştirildiği bilinmektedir.
Bizdeki yerli Bağdadiler, Carrier ırkından bazı farklılıklarla ayrılır. (Yerli Bağdadilerde gaga daha ince ve kısadır. Gaganın ucu genellikle aşağıya doğru eğiktir. Parmaklar daha kısa ve incedir. Göz etrafındaki deri halkası daha küçüktür, etli değildir.) ülkemizde Suriye kaynaklı Carrier güvercinlerinin artmış olması yerli Bağdadilerin korunabilmesini zorlaştırmaktadır. Yerli Bağdadiler filo uçucuları içinde aranılan ve değer verilen bir ırktır. Yuvasına bağlılığı ile ünlenmiştir. Carrier ırkının ise filo uçumuna uyumlu olduğu söylenemez.
Bağdadi ırkı normal güvercinlere göre daha iri bir ırktır. Ortalama olarak 500-550 gr ağırlığa sahiptirler. Gagaları daha uzun ve kalındır. Burunun üzeri etli olur. Burun üzeri eti büyük olanlar bazı yetiştiricilerce tercih edilir. Ayaklar paçasız olup büyük ve kırmızı renklidir. Ayak parmakları diğer güvercinlere kıyaslandığında dikkati çekecek kadar uzundur. Göz rengi, turuncu veya kırmızı olup gözler büyüktür. Kırmızı göz rengi bu güvercinlerde makbuldür. Göz çevresi tüysüz, kırmızı ya da pembedir. Etli ve kabarık göz çevresi yerli Bağdadilerde görülmez. Boynu uzun ve aşağı doğru yay biçimlidir. Bacaklar uzundur. Dik duruşludur. Dik duruş aranılan bir özelliktir. Kanat ve kuyruk telekleri genellikle kuşun kendi renginde olmaktadır. Ancak bazen beyaz kanat telekli olanlarına da rastlanır.
Renk Çeşitleri: Siyah, beyaz, mavi başta olmak üzere, kırmızı, sarı ve kahverengi renkleri bulunur. Bu renklerin beyazla karışımı şeklinde alacalı tipte renk çeşitleri de yaygındır. Bunlar örneğin, ‘Kara Alaca’, ‘Göv Alaca’ gibi adlarla belirtilir. Mavi renk olanlarında kanat üzerindeki iki sıra şerit bulunur. Diğer renklerinde şerit bulunmaz.
_j.jpg)



Bağlama Taklası: Taklacı oyun güvercininin fişeğe (baş, sefer vs.) girip yükseldikten sonra düz uçuşa geçmeden önce attığı son takladır.
Balina: Bir güvercin ırkı. Süs ve performans için beslenir. Sağlam uçuş yapabilen, derinlemesine uçuş özelliğine sahip olan bir türdür. Çok hareketlidir ve vücut yapısına oranla havada fazla uçuş sağlayan güvercinler olarak belirirler. Ülke geneline yayılmıştır.
Gövde beyaz renktedir. Kafalarının üstü gagadan arka tepeye kadar renklidir. Aynı renk kuyrukta da bulunur. Vücutta başka renk bulunmaz. Göz renkleri siyah olur. Gagaları ve tırnakları beyazdır. Bu güvercin diğer güvercinlere oranla daha kısa boylu olarak görülür, bacak yapıları kısadır, diğer güvercinlere göre dik bir duruş şekli sergilemektedirler. Kuyruk telek sayıları 13 ile 16 arasında değişkenlik gösterir ve kanatları kuyruk üzerinde belirir.

Balon: Bu güvercin ırkı süs güvercinleri arasındadır. Avrupa güvercin ırkından olan bu kuşlar, geçmişten bugüne 400 yıldır bilinen bir ırktır. Özellikle Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika, İspanya ve Çek Cumhuriyetinde yoğun şekilde beslenmektedir. Almanya'da 14 türü, İspanya ve Belçika 'da 1 türü, Çekoslovakya'da 4 türü, İngiltere'de 3 türü, Fransa'da da 2 türü yetiştirilmektedir.
Oldukça iri yapıya sahip, dik duruşludur. Vücutları yaklaşık olarak 50-60 cm uzunluğunda olur. Balon güvercinlerin ağılığı ise, 625-800 gram kadardır. En belirgin özellikleri güvercinlerin kursaklarını normalden farklı şekilde şişirmeleridir. Kursaklarını şişirdiklerinde oldukça ihtişamlı olurlar.

Balkona Alıştırma: Yer kuşunu balkonda beslemek için yapılan alıştırma süresi ve eğitimidir.
Bakıcı: İyi yumurta bakan güvercin çifti. Değerli olan kuşların yumurtası ya da yeni çıkan cizzikleri bakıcıların altına konulur.
Bant: Kuyruktaki siyah kuşak, sedef.
Bango (İngilizce’de Bango, Cortbecks, Almanca’da Krausentauben): Bango bir dalıcı tip güvercin ırkıdır. Yurtdışında da genellikle Bango olarak bilinir. Yetiştirilme bölgesi genel olarak İstanbul’dur. Bango, ufak vücut yapılı ve kısa gagalı bir ırktır.

Banyo Yapmak: Güvercinlerin yıkanması.
Barana: Güvercinlerin toplu halde uçması.
Basık Perçem: Perçemin tamamen tabak gibi düzgün ve gagaya yapışık şekilde olması. Perçemde bir ya da birkaç tüyün kalkık olması hatadır.
Basışmak: Atlamak.
Baska: Ülkemizde Baska olarak adlandırılan bu güvercinler, İstanbul merkezli olarak geliştirilmiştir. Günümüzde İstanbul ili başta olmak üzere, Trakya, Marmara ve Ege bölgelerimizdeki illerde yetiştirilmektedir. Sakin yaradılışlı, sağlam bünyeli ve iyi yavru bakıcısı olan Baskalar zarifliği ve sevimliliğinin yanı sıra yüksek uçan ve dalıcı özelliklere sahip bir performans güvercinidir.
Baskaların Orijini ve Tarihi Gelişimi: 1700’lü yıllardan itibaren Türk-Müslüman nüfusun Balkanlardan Anadolu’ya yönelen göç hareketi, 1876-77 Osmanlı Rus Savaşı ve 1912-1913 Balkan Savaşları yenilgileri sonrası büyük bir ivme kazanmıştır. Bu göçlerle birlikte Balkanlardaki Türk nüfusun neredeyse tamamı Anadolu’ya gelmiştir. Bu nüfus hareketi sırasında bazı güvercin ırklarının da ülkemize getirildiği bilinmektedir. Balkan göçleri ile birlikte ülkemize gelen güvercin ırklarından biri de Baska ırkıdır. Macarista’nın güneyindeki ‘Batschka’ bölgesinden getirilmiş olması nedeniyle bu güvercinlerin ‘Baska’ şeklinde adlandırıldığı tahmin edilmektedir. 1876-77 Osmanlı Rus savaşı sonrası gelen göç dalgasının ağırlıklı olarak İstanbul’a yerleştiği düşünüldüğünde Baska ırkının bu tarihlerde İstanbul’a gelmiş olabileceği varsayılabilir. Bu ırkın İstanbul merkezli gelişmiş olması bu varsayımı destekler gibi görünmektedir.
Baksa ırkı ile ilgili en eski bilgilere, Robert Fulton tarafından yazılan ve F.W. Ludlow tarafından resimlenen ‘The Illustrated Book Of Pigeons’ adlı kitapta rastlamaktayız. Güvercin ırkları hakkında yazılmış ilk ciddi araştırma olarak nitelenebilecek bu kitabın ilk baskısı 1870 yılında yapılmıştır. Bugün antika niteliğindeki bu kitapta, Baska ırkının ata ırkı olan ‘baldhead’ (boldhed okunur) ırkı resmedilmiş ve hakkında bilgi verilmiştir. Baldhead ‘kel kafa’ anlamındadır. Bu güvercinler, baş bölümlerinin beyaz renk olması nedeniyle bu şekilde adlandırılmıştır. Baldhead ırkından köken aldığını tahmin edilen benzer başka bir güvercin ırkı ise, yine aynı yıllarda Almanya’da geliştirilen ‘Elbinger WeiBkopf’ (Elbing White Head) güvercinleridir. Bu ırk Baskalara göre biraz daha iri yapılıdır.
Irkın Ülkemizdeki Gelişimi: Baldhead ırkı, İstanbul’da farklı dönemlerde bazı kırılmalar yaşamış, belli biçimsel ve performans değişiklikleri geçirerek bugüne kadar ulaşmıştır. Kısa gaga güvercinler arasında sınıflandırılan bu güvercinlerde ilk yaşanılan kırılma sonrası kuyruk telek renklerinde değişim olmuştur. Irkın beyaz olan kuşun telekleri güvercinin kendi renginde çıkmıştır. Bu farlılığın yanı sıra kafa biçimlerinde fazla dikkati çekmeyen değişikler olduğu söylenebilir. Bu kırılmanın hangi ırkla ve ne zaman yapıldığı konusunda elimizde kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Kırılma sonrası ortaya çıkan yeni güvercinler de Baska olarak adlandırılmaya devam etmiştir. Sonradan üretilenlerle karıştırılmaması için bunlara ‘orijinal baksa’ denilebilir. Orijinal Baskaların günümüzde görülebilir örneği neredeyse kalmamıştır. Belki sınırlı sayıda yetiştiricinin elinde bulunuyor olabilir.
Orijinal Baska güvercinleri de orijinalliğini uzun süre devam ettirememiş ve 1970’li yıllardan itibaren yine bango ve benzeri ırklar ile kırılmıştır. Bu kırılma sonrası elde edilen güvercinler ‘Bango-Baska’ ya da ‘Kırma Baska’ şeklinde adlandırılmıştır. Bango-Baska güvercinlerini İstanbul’da ilk geliştiren yetiştirici Ramiz Minal’dır. İbrahim Dal’ın ise bu kuşların İstanbul’da yaygınlaşmasında önemli rol üstlendiği bilinmektedir. 1995 yılından sonra Bango-Baska güvercinlerine olan ilgi zamanla azalmıştır.
Son yıllarda Baska ırkıyla tekrar oynanmış ve renksel değişikler üzerine çalışılmıştır. Bezer farklı ırklarla denmeler yapıldığı bilinmektedir. Bu gelişim sonucu ‘Akbaş Baska’ olarak adlandırılan Baskalar ortaya çıkmıştır. Günümüzde çoğunlukla rastlanan Baska tipi, Akbaş Baska’dır.
Fiziki Özellikleri: Yukarıda kısaca gelişimi anlatılan Baskaların zaman içinde geliştirilmiş 3 farklı çeşidi olduğu görülmektedir. Her çeşidin kendine göre özellikleri bulunmaktadır.
Orijinal Baska: Bu güvercinlerde renk yapılanması olarak en dikkat çekici özellik, kuşun gövde rengi ne olursa olsun baş kısmının beyaz olmasıdır. Baştaki beyazlık fazla büyük olmamalıdır. Gözün alt hizasından gagayı da kapsayacak şekilde devam etmeli, kafayı da içine alıp boyuna kadar uzamadan bitmelidir. Bu renk kesme olarak adlandırılan şekilde girintisiz ve çıkıntısız bir şekilde, akma yapmadan düzgün görünmelidir. Gaga altında ‘sakal’ tabir edilen küçük bir beyazlık olması normal kabul edilmektedir.
Kuşun vücudunda baş bölümü haricindeki diğer bir beyaz bölge ise kanat telekleridir. Her iki kanat telekleri de baştan itibaren beyaz olmalıdır. Beyaz telek sayısı 4 ila 8 arasında değişebilir ancak her iki taraftan eşit sayıda bulunmasına dikkat edilir. Kuşun karın bölgesinde bulunan beyazlık ise ayakların bulunduğu yerden kuyruğa kadar devam eder. Kuşa önden bakıldığında bu bölümdeki beyazlık dikkati çekmemelidir. Özellikle göğüs altından bacaklara kadar olan kısımlardaki beyazlıklar kusur olarak kabul edilir. Bu kuşlarda kuyruk üzerinde ‘kuyruk mührü’ ya da ‘kuyruk damgası’ şeklinde adlandırılan yuvarlak biçimli beyaz tüyler vardır. Kuyruk telekleri kuşun kendi renginde olmak durumundadır.
Orijinal Baskalar narin yapılı kuşlardır. Kafaları oldukça küçük ve minyon yapılıdır. Alınları gagadan itibaren dik biçimde yükselir. Gaga ‘sıfır’ tabir edilen boyutta ve kuşun rengi ne olursa olsun kemik rengindedir. Gaga boyutu nedeniyle yavrulara kendi bakamaz. Bakıcı kuş ile çoğaltılır. Gözler, kafa boyutu ile kıyaslandığında büyük yapılıdır. Göz çevresi halkası belirgin ve beyaz etlidir. Göz rengi siyahtır. Başka bir rengi olmaz. Kuyruk telek sayısı 12 tanedir. Kuyruk üstünde yağ bezesi bulunduran bir ırktır. Dirsekten aşağı ayak boyu kısa yapılıdır. Ayaklar paçasızdır. Dirsek aşağısındaki her tüy paça olarak kabul edilir ve kuşun değer yitirmesine neden olur. Künye çapları 7 mm’dir.
Bango-Baska: Orijinal Baskalara göre bazı fiziki farklılıklar gösterir. İlk bakışta kafa biçimi ve gaga boyutu hemen dikkati çeker. Geniş ve hafif köşeli bir alın yapıları vardır. Kafaları daha büyük ve yuvarlak yapılıdır. Gaga boyu büyümüş ve kalınlaşmıştır. Gaga ölçüsü bakımından kısa gaga olarak değerlendirilmekle birlikte ‘sıfır gaga’ değildir. Bu nedenle Bango Baskalar kendi yavrularına rahtlıkla bakar ve bakıcı kuş gerektirmez. Kanat teleklerindeki beyazlıklar aynen korunmuştur. Baş haricinde diğer bölgelerdeki beyazlıklar ise azalmış ya da yok olmuştur. Gaga altında küçük bir ‘sakal’ bulunabilir. Göğüs gülü bulunması ciddi bir kusurdur.
Akbaş Baska: Genel vücut biçimleri (kafa ve gaga) Bango Baskalara benzer. Ancak kanat kesmeleri (beyaz kanat telekleri) tamamen yok olmuştur. Kuşun baş kesmesi haricinde hiçbir yerinde beyazlık olamaması gerekir. Gaga altındaki küçük ‘sakal’ kabul edilmektedir.
Renk Çeşitleri: Renk çeşitleri fazladır. Kara, mavi, kırmızı, sarı, çikolata, şekeri ve nuhudi gibi renklerine rastlanmaktadır. Gövde renklerinin canlı olması, mat ve soluk görünümlü olmaması dikkat edilen bir özelliktir. Renk çeşidine göre bazılarının kanat kapakları iki sıra çubuklu bazılarının ise düzdür.
Uçum Özellikleri: Baska ırkı güvercinler, birer performans kuşudur. Düz uçarlar. Grup halinde ve yüksek uçan güvercinler olarak bilinirler. Ancak asıl uçum özellikleri dalıcı olmalarıdır. Yüksek uçmalarına karşın yerden verilecek komutlara duyarlıdırlar. Yerden verilecek pırıltı sonrası, kanatlarını kısarak hızla dalışa geçerler. Güvercin yetiştiricileri arasında ‘sıkarak inme’ tabir edilen tarzda dalışları vardır. Nokta yükseklikten yere inmeleri çok süratlidir. Klasik uçuş tarzlarını geliştirebilmeleri için düzenli uçurulmaları ve belli bir eğitime tabi tutulmaları gerekir. Eğitime yatkın kuşlar olduklarından çok çabuk öğrenirler. İyi bir Baska güvercini pırıltı verilmediği sürece 1-2 saatten aşağı uçmaz. Baska ırkı güvercinler bu özellikleri dikkate alınarak özellikle Ege Bölgesi’nde Dönek yetiştiricileri tarafından döneklere refakatçi olarak uçurulurlar.
Burada anlatılan uçum biçimi orijinal Baskaların genel karakteristik uçumudur. Ancak yukarıda belirtildiği gibi yapılan melezlemeler sonrası uçuş özelliklerini belli oranlarda gerilemiştir. (Y. İşçen, 2012)




Basmak: Erkek güvercinin çiftleşmek için dişinin üstüne çıktıktan sonra kanat çırparak dölünü dişiye aktarmasıdır. Bazen dişiler erkeğin üstüne çıkar.
Basma tepe: Gül perçem.
Basra: Düz renk üzerinde görülebilen koyu noktalar, çakmak, çil.
Baş Bağlama: Tepe, Bağlama Taklası. Taklacı oyun kuşunun oyun (fışkırma, fişekleme) sonunda en üst noktada vurduğu son takla.
Başını Kaldırmak: Oyun sökmesi için uçurulan taklacı güvercinin alçak mesafe uçuşundan yüksek mesafeye geçmek için yaptığı yükselme hareketi.
Baş Yapmak: Oyun kuşunun sefere girmesi, fışkırarak takla atması.
Baştankara (Rahibe): Filo uçucusudur. Baştankara güvercinleri özellikle Güneydoğu Anadolu bölgemizde yaygın olarak yetiştirilen bir ırktır. Eskiden filo uçucuları içinde uçurulan bir güvercin ırkıydı. Son yıllarda form özellikleri için yetiştirme şekli ağırlık kazandı. Bu tarzla birlikte ülke genelinde yetiştiricileri çoğaldı. ‘Rahibe’ ve ‘Merve’ adları ile bilinen güvercinler dünyada ‘Nun’ adı ile tanınmaktadır. ‘Nun’ (nan olarak okunur) kelimsi İngilizce rahibe anlamına gelmektedir. Yurt dışında bu güvercinleri bu şekilde adlandırılmasının temelinde, bu güvercinlerdeki renk yapılanmasının rahibelerin giysisini andırması yatmaktadır. Dünyada ‘German Nun’, ‘English Nun’, ‘Spanish Nun’ gibi adlarla bilinen bazı çeşitleri bulunmaktadır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yetiştirilen bir ırktır. Ülkemizde bulunan örnekleri ile yurt dışındaki örnekler özellikle kafa biçimleri bakımından farklıdır. Yurt dışı örneklerde kafa, gaga üzerinden bombeli bir alın yapar. Bizdekilerde ise alın bombeli değil yuvarlak biçimlidir.
Orta büyüklükte, tıknaz yapılı bir güvercin olan Baştankaralarda kafa düzgün yuvarlak ve tepelidir. Tepesi kulaktan kulağa geniş ve heybetli bir görünümdedir. Gaga orta büyüklükten biraz kısa gibi ve normal kalınlıktadır. Kuşun rengine bağlı olarak gaga rengi siyah ya da açık (kemik) renk olabilmektedir. Gözler tam yuvarlaktır. Göz çevresi halkası belirgin değildir. Göz rengi inci göz tabir edilen şekilde açık ve parlaktır. Ayaklar normal uzunlukta, koyu kırmızı renkte ve paçasızdır. Göğüs geniştir. Dik duruşludur. Kuyruk telek sayısı 12 tanedir. Baştankaralarda kuyruk üstü yağ bezesi bulunur. Kanatlardaki renkli telek sayısının yediye yedi olması ya da eşit olacak şekilde daha fazla olması aranılan bir özelliktir.
Baştankaralarda renk yapılanması dikkat çekicidir. Vücut genel olarak beyazdır. Ancak kanat ve kuyruk telekleri renkli olur. Bu renk kuşun kafasında da ilginç bir biçimde dağılım gösterir. Kafayı tamamen içine alacak şekilde, tepeye kadar devam eder. Tepenin üst noktasında kesilir. Aynı renk boyuna doğru da sarkma yapar ve göğüsün ortasında düzgün bir yuvarlak biçiminde son bulur. Kuş adeta renkli bir çocuk önlüğü takmış gibi görünür.
Renk Çeşitleri: Siyah, kahverengi, sarı, kırmızı, mavi, gümüş gibi renklerinin yanı sıra, bu renklerden bazılarının açık ya da koyu tonları da bulunmaktadır. (Y. İşçen, 2006)



Bayburt (İngilizce’de Turkish Whisperer): Ötücü tip güvercin ırkıdır. Yetiştirildiği Bayburt, Gümüşhane, Trabzon ve İstanbul’da Çift Kukul olarak da adlandırılır. Bayburt’un kendine has, karakteristik bir ötüş şekli vardır. Beyaz, siyah, açık veya koyu kahverengi, kızıl, gri ve açık kırmızı renk varyeteleri bulunur.

Bayramlı (Karanfilli): Filo uçucusudur. Lübnan kökenli gerdanlı ırklar içinde sınıflandıırılır. Lübnan’da “Bayoumli”, Suriye’de “Bayramli” adı ile bilinen bu güvercin, dünyada “Bayoumli Lebanon” adı ile tanınır. Ülkemizde “Karanfilli” ismi yaygındır. Bayramlı pek kullanılmaz. Bazı yörelerde “Kınıfırlı” da denilir. (Kınıfırlı adı bazı yörelerde ise Nakışlı ırkı için kullanılır, karışıklık yaratır.)
Fiziki Yapısı: Diğer gerdanlı ırklara göre biraz daha iri yapılıdır. Kafa biçimi gerdanlı ırk standardındadır. Gözler koyu portakaldır. Ayaklar paçasızdır. Ayırt edici renk ve desen özellikleri, kanat işlemeli (blondinette) denilen yapıya sahip olmasıdır. Bu özellik bütün renk tipleri için de geçerlidir. Kanat işlemeli yapının kanat teleklerinde de devam etmesi ırkın yurtdışı standartları arasındadır. Yurtdışında kanat telekleri işlemeli olmayanlar değer kaybına uğrarlar. Bizde bu durum üzerinde pek durulmaz. Ancak kuyruk teleklerinin düz (işlemesiz) olmasına dikkat edilir. Bu güvercinlerde, kuyruğun uç tarafında damalı (paralı) tabir edilen biçimde kuyruk bandı olması kuşun değer kaybetmesine neden olur.
Renk Çeşitleri:
Kara Karanfilli: Az rastlanır ve daha değerli olarak görülür.
Göv Karanfilli: Gök renk olan bu güvercin “Göv” ya da “Göğ Karanfilli” şeklinde söylenir. Ülkemizde Bayramlı ırkı içinde en yaygın rastlanan renk tipidir. Nakışlı ırkın mavi rengi ile karıştırılmamalıdır. Nakışlı ırkı kanat işlemeli (blondinette) olmazlar. Sadece kanat telekleri üzerinde nakış (payam) görülür.
Kırmızı Karanfilli: Nadir görülen bir renk çeşididir. Form olarak gerdanlı ırk satandardında olmayan tipleri melez kuşlardır.
Sarı Karanfilli: Nadir görülen bir renktir. Form olarak gerdanlı ırk satandardında olmayan tipleri melez kuşlardır.
%20%20Karanfilli.jpg)

%20Karanfilli%20-%20G%C3%B6v%20Karanfilli_j.jpg)
Benekli: Gövde üzerinde beneklerinin olması.
Bekar Tünek: Güvercinin tek başına tüneyebileceği büyüklükte yapılmış iki tarafı eğimli plastik ya da tahta tünek.
Bel Kırma: Götleme. Yavru ya da yatık kalmış kuşun takllayı dönmeye çalıştığı dönemde yaptığı acemi hareketi. Takla atmak için kanatlarını arkaya alıp gövdesini çevirmeye çalışır ama beceremez ve bu şekilde aşağı doğru düşer.
Benk: Baştan başlayarak göğüse inen, göğüsü tümüyle kaplayan ve vücut renginden farklı olan renk.
Bezelye: Güvercin yemi. Baklagiller ailesinden Pisum sativum bilimsel adı ile tanılan bir bitkinin genellikle yuvarlak biçimli tohumlarıdır. Tohumlar 10 cm. kadar uzunluğu bulunan yeşil meyve kısmının içinde yer alır. Bir meyve içinde yeşil, sarı, alacalı, beyaz gibi renk çeşitleri olabilen 5-10 kadar tohum bulunmaktadır. Genel olarak yemeklik amacı ile üretilir. Ancak bu tohumlar yem olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde bezelye üretimi, Mersin, Adana, Antalya, Bursa ve Aydın gibi illerimizde yaygındır. Bir bezelye tanesinin içinde ortalama olarak % 57 karbonhidrat, % 23 protein, % 1.5 yağ, % 6 kaba lifler (selüloz) bulunur.
Bıyık: Gagayla göz arasındaki tüy dönmesi. Tek taraflı veya çift taraflı olabilir. Tek tarafta olana tek bıyık, iki tarafta bıyığı olana bıyıklı veya çift bıyıklı denir.
Bıyıklı: İki tarafta da bıyığı olan güvercin.
Bilezikli: Renginin haricinde bileklerdeki tüy.
Bindirme Dönüş: Dönek güvercinin yüksek mesafeden dikey olarak dönüşe girmesidir.
Bit: Dış parazit (asalak) Mallophaga adı verilen ısırıcı bitler takımının Menoponidae ve Philopteridae familyasına bağlı bazı bit türleri güvercinlerde asalak olarak bulunurlar. Kuşların çoğunda vücudun değişik bölgelerinde yaşamaya uyum sağlamış en az 4 ya da 5 tür bit aynı anda yaşamını sürdürebilir. Güvercinler üzerinde yaşadığı saptanmış bit türleri şunlardır.
Menopongallinae: Menoponidae ailesindendir. Antenleri 4 parçalı ve uzundur. Gövde iki parçalı bir görünümdedir. Ayak uçlarında bir çift tırnak taşır. Tavuk biti ya da kırmızı bit adı ile bilinen bu bit türü, daha çok tavukların üzerinde bulunmaktadır. Sarımsı bir rengi vardır. Üzerinde kırmızı benekler bulunduğu için “kırmızı bit” adı ile de anılır. Bu bit türü tavukların yanı sıra nadiren güvercinler ve kanaryalar üzerinde de görülmektedir. Tüy ve telek yiyerek yaşar.
Goniocetespiageti: Philopteridae ailesindendir. Antenleri 5 parçalıdır. Ayak uçlarında bir çift tırnak taşırlar. Tüy ve telek yiyerek yaşarlar. Evcil ve yabani kuşlarla birlikte yoğun olarak güvercinlerde de bulunurlar. Rengi sarı, kahverengi tonlarındadır.
Goniocetescompar: Philopteridae ailesindendir. Antenleri 5 parçalıdır. Ayak uçlarında bir çift tırnak taşırlar. Tüy ve telek yiyerek yaşarlar. Evcil ve yabani kuşlarla birlikte yoğun olarak güvercinlerde de bulunurlar. Rengi sarı, kahverengi tonlarındadır.
Columbicolacolumbae: Philopteridae ailesindendir. Antenleri 5 parçalıdır. Ayak uçlarında bir çift tırnak taşırlar. Tüy ve telek yiyerek yaşarlar. Evcil ve yabani kuşlarla birlikte yoğun olarak güvercinlerde de bulunurlar. Rengi sarı, kahverengi tonlarındadır. Diğer güvercin bitlerine göre daha uzunumsu bir yapısı vardır.
Güvercinlerde görülen bu bit türleri daha çok mevsimlik bir şekilde ortaya çıkarlar. Kış aylarında güvercinler üzerinde nadiren bite rastlanır. Ancak havaların ısınması ile birlikte aniden bütün kuşlara yayıldıkları görülür. Tüy değişim dönemleri ise bitlenmenin en yaygın dönemlerini oluşturur. Bu dönemler bit açısından bol besin vardır. Uzun süre üzerinde bit barındırmış güvercinlerin özellikle kuyruk ve kanat teleklerinde bitlerin yemesi sonucu oluşmuş delikler ve belirgin zedelenmeler gözlenebilir.
Bit üzerinde yaşadığı güvercini hemen hemen hiç değiştirmez. Hatta güvercinin bir nedenle ölmesi halinde üzerinde yaşayan bitler de sonradan ölürler. Ancak güvercinler arası kavgalar, çiftleşme, ortak beslenme ve sürtünme gibi yakın temas durumlarında bit diğer kuşa geçebilir. Kısa zamanda yayılma gösterir.
Bitlenme: 1. Güvercinin bitlenmesidir. 2. Güvercin çoğu zaman tüylerini düzeltmek ya da tüy dökümünde tüylerin pullarını ayıklamak için bitlenme davranışı sergiler.
Bol Paça: Güvercinlerde ayak tüylerinin fazla uzun olma hali.
Boncuk: Güvercinlerin ayağına takılan plastik boncuk. Nazar değmemesi ve kuşları birbirinden ayırt etmek için takılır. Genellikle mavidir.
Boran ve Boranhane: Osmanlı döneminde özellikle Diyarbakır çevresinde, “boran” adı verilen bir güvercin. Yabanidir. Boranlar gübresi ve eti için ticari olarak yetiştirilmektedirler. Bu güvercinler için yapılan özel yapılarda barındırılmaktadırlar. Boranlar, kale benzeri bu yapıya istedikleri gibi girip çıkabilmektedirler. Bu kuşlara yem verilmez kuşlar yemini dışardan kendisi bulur. Diyarbakır’da bu yapılara “boranhane” denirken başka yerlerde güvercinlik de denilmektedir. Eskiden Kapadokya bölgesinde kayalara oyulmuş birçok güvercinlik bulunmaktaydı. Bu güvercinliklere bugün de özellikle Soğanlı vadisinin girişinde bolca rastlanmaktadır. Kayalar üzerindeki delikler beyaza boyanarak kuşların dikkatini çekmesi sağlanmaktadır. Kapadokya’da bu güvercinliklerden elde edilen gübreler, bölgede yaygın olan üzüm bağlarında kullanılıyordu.
Boşalma: Kuşun oyununun (fişeğinin) bitiminde, bağlama taklasından sonra, makul ölçülerde kendini aşağı doğru salarak, kızaklaması, alçalması.
Boş İnmek: Oyun kuşunun oyun yapmadan ya da taklaya girmeden yerine inmesi.
Boyun: Güvercinin başı ile göğsü arasındaki bölüm.
Boynu Dönmüş: Hastalıktan dolayı boynu eğri kalmış güvercin.
Boz: 1. Yabani güvercinlerin rengi olarak geçer. 2. Kanat baş telekleri açık renk olan kuşlar için kullanılır. Örnek: boz kirli.
Bozlak: Göğsü, kuyruğu ve sırtı kahverengimsi, kanatları ve kuyruğu üzerinde sırması ve kalemleri olan güvercin.
Budapeşte Yüksek Uçucusu: Avrupa’nın eski ülkelerinden biri olan Macaristan’da çoğunluğu kısa gagalı ve kısa yüzlü, yüksek uçucu olan ve olmayan çeşitli güvercin ırkları yetiştirilmektedir. Adını Macaristan’ın başkenti Budapeşte’den alan ‘Budapeşte Yüksek Uçucuları’, Macaristan’da en popüler güvercin ırklarından biridir. Sadece Budapeşte şehrinde 2000’den fazla kayıtlı yetiştiricisi olduğu bilinmektedir. Türkiye’de ‘Budapeşte Yüksek Uçucusu’ olarak adlandırılan bu güvercinler dünyada ‘Budapestian Highflier’ adıyla tanınmaktadır. Macaristan’da ise ‘Budapesti Magasroptu Keringo’ adıyla bilinirler. Hızlı kanat hareketleri ile süratli uçan, dayanıklılıkları ile uzun süre havada kalabilen ve yüksek uçum özellikleri ile öne çıkan bu güvercinler, kendi klasmanında dünyanın en iyileri arasındadır.
Tarihi Gelişimi: Budapeşte Yüksek Uçucuları, sanıldığının aksine çok eski bir ırk değildir. İlk kez 1907 yılında Budapeşte’de Poltli kardeşler tarafından geliştirilmiştir. Bu nedenle Macarlar kendi aralarında bu güvercinleri ‘Poltli’ olarak da adlandırmıştır. Poltli kardeşlerin ırkın geliştirilmesi sırasında, Avusturya kökenli Vienna Medium Faced Tumbler, Macaristan kökenli Szagedin Highflier ve Polonya kökenli Danzig Highflier ırkları üzerinde yıllar süren çaprazlamalar yaptığı bilinmektedir. Bu nedenle ırka ilişkin ilk standartlar 1943 yılında belirlenmiştir. 1957 yılında ise yeni standartlar getirilmiştir. Budapeşte Yüksek Uçucuları bir performans güvercini olarak uçum için yetiştirilir. Son yıllarda gösteriş amaçlı bazı sergilerde görülseler de uçum güvercini olma özellikleri her zaman ön plandadır.
Fiziki Özellikleri: Ortalama 300-350 gr ağırlığında, orta büyüklükte ince yapılı güvercindir. Gövdesi göğüsten başlayarak kuyruğa doğru düzgün biçimde incelerek daralır. Göğüs hafif geniş, öne çıkık, kaslı ve güçlü bir görüntü sunar. Boyun orta uzunlukta ve koyu gri renklidir. Gaga rengi bütün renk tipleri için aynıdır. Farklı renk gaga kırılma belirtisidir. Göz çakıl grisidir. Tamamen beyaz ya da kırmızıya yakın göz rengi kırılma göstergesidir. Göz irisinde dikkatli bakıldığında ince damarlar görünür. Göz bebeği koyu renk ve öne doğru elips biçimlidir. Kanatlar çok güçlüdür. Kuş ele alındığında bu hemen hissedilir. Kanat kuyruk üzerinde taşınır. Bacak orta uzunluktadır. Ayakta paça bulunmaz. Ancak bazılarında yarım paça görülür. Paçalı tiplerin gösteri amacıyla geliştirildiği düşünülür. Bu bakımdan paçalı olanlarda ırkın performans özelliği tam olarak görülmez. Künye çapı 7 mm’dir. Ayak tırnakları siyah ya da kemik renkli olabilir. Budapeşte Yüksek Uçucusunda kuyruk telek sayısı 12’den eksik ya da fazla olmamalıdır. Irkın standardı budur. Beklenen performansı almak için bu sayı idealdir. Bazen 14 ve 16 kuyruklu olanlara rastlamak ırkın Danzig Highflier ırkından kaynaklanır. Ülkemizde ırkı iyi tanımayanlar tarafından en çok Tippler ırkı ile ya da başka yüksek uçucuyla karıştırılır.
Renk Çeşitleri: Orijinal rengi mavidir. Mavinin alt varyeteleri bulunur. Son yıllarda rastlanan sarı ve kırmızı renkte olanlar, 1996 yılında yapılan bir melezleme sonrası elde edilmiştir. Bu renklerin uçum sırasında grup uyumu konusunda sorun yaşadığı gözlenmiş ve daha bireysel uçma eğiliminde oldukları saptanmıştır.
Leylek: Macaristan’da ‘Goylas’ olarak adlandırılır. Baş ve gövesi beyazdır. Sadece kanat telekleri koyu gri tondadır. Kuyruk ise kant ile aynı renk olabileceği gibi beyaz da olabilir.
Kır Boyunlu: Macaristan’da ‘Koszorusnyaku’ olarak adlanır. Kafa ve boyun göğse kadar koyu gri-mavi tonda kaplama ya da aynı tonlarda beyaz üzerinde kırlaşmış biçimde dağınık olarak devam eder. Bazen aynı renk kanat kapakları üzerinde de fazla olmamak kaydı ile dağılım gösterir. Baş ve boyundaki renk kanat telekleri üzerinde de görülür. Kuyruk beyazdır, ama renkli kuyruklar da kabul edilir.
Kır Boyunlu Beyaz: Macaristan’da ‘Koszorusnyaku Feher’ olarak adlanır. Kır boyunlu ile aynı özelliklere sahiptir. Ancak kanat ve kuyruk mutlaka beyaz olmalıdır.
Kar Beyaz: Macaristan’da ‘Ho Feher’ olarak adlanır. Bütün vücudu beyazdır. Başka renk tüy bulunması hatadır.
Çubuklu: Macaristan’da ‘Pantos’ olarak adlanır. Bütün vücut gök denilen mavi renktir. Gök renk saf değil, hafif dumanlı ve alaca gibidir. Kanat kapaklarında koyu renkli şeritler bulunur. Boyun bölgesinde ‘inci’ adı verilen parlak beyazımsı tüyler dikkat çeker. Sonradan geliştirilmiş bir renktir.
Uçum Özellikleri: Budapeşte Yüksek Uçucuları iki temel uçum özelliğine sahiptir. Birincisi uzun süre havada kalma, ikincisi yüksek uçma yeteneğidir. Yetiştiriciler bu iki özelliği belli bir oranda dengede tutmaya çalışırlar. Yüksek uçma iki aşamalı olarak tanımlanır. Birinci aşama, kuşların sadece bir grup olarak görüldüğü, kanat hareketlerinin seçilmediği ve sayılamadıkları yüksekliktir. İkinci aşama ise artık gözle görülmedikleri yüksekliktir. Macaristan’da bu güvercinin uçum standardı, 5 saat havada kalması ve bunun 1 saatini gözle görülmez yükseklikte geçirmesidir. Örneğin 10 saat belli bir yükseklikte uçan bir kuş makbul değildir. Uçum süresi içinde mutlaka gözden kaybolacak yüksekliğe ulaşması ve bu yükseklikte en az 1 saat kalması beklenir. Yetiştiricinin asıl amacı gözden kaybolabilen yüksek uçucu yetiştirmektir. İdeal bir grup için en az 16 kuş birlikte uçurulmalıdır. Bu sayı 50-100 kadar olabilir. Yuvasına sadık bir ırktır. Uçum sırasında çeşitli nedenlerle kaybolan bir kuşun 2-3 gün sonra yuvasına dönmesi sık rastlanan bir durumdur. Pırıltıya duyarlı değildir. Uçum süresine bağlı olarak yorulduğunda, acıktığında ya da susadığında önce alçalır daha sonra da yuvaya iner. Normal şartlarda yeni yavrunun yüksek uçan gruba katılması 3-4 gün içinde olur. Eğer yanında başka kuş yoksa yavruyu başlangıçta yüksek uçmaya alıştırmak kolay olmaz. Bu durumda kuş bayrak ile yükseltilir. Grup halinde, birbirlerine çok yakın ve çok hızlı uçarlar. Bazı yaban kuş sürülerinde görüldüğü gibi şaşırtıcı biçimde ailesel davranış biçimleri bulunur. Havadaki gibi yerde de benzer davranışlara sahiptir. Havadaki yönelimi grupsaldır. Yani bütün grup tek bir kuş gibi hareket eder. Havada ani dalgalanmalar yaparak bir anda görüş açısından çıkarlar. Bu yüzden başka güvercin ırkları ile birlikte uçurulmaz. Başka ırk grubu bu uçuma uyum sağlayamaz. Havada başka bir grubun araya girmesi mümkün olmaz. Yüksek ve uzun süre uçtukları için atmaca, şahin gibi yırtıcı kuş saldırısına en çok maruz kalan ırklar arasındadır. Ancak uçum özelliği nedeniyle bu saldırılara en dirençli ırklar arasında olduğu söylenebilir. Saldırı sırasında panik olmayarak grubu dağıtmaması en belirgin özelliğidir.
Yetiştirilmesi ve Bakım: Beslenme, bakım ve belli bir disiplin oluşturulması önemlidir. Beslenmede karbonhidrat, protein ve yağ dengesini sağlayan karışık yem verilmesi, vitamin ve mineral takviyesi gerekir. Bir güvercin için günde 25-30 gr yem yeterlidir. Günde bir kez akşamları yem verilir. Yemden bir saat sonra da su verilir. Uçum için havanın açık ve rüzgârsız olduğu günler tercih edilir. Sabah 8-9 saatleri arası uygundur. Mayıs başı ve Eylül sonu uçum ayları olarak idealdir. (Y. İşçen, 2013)



Buhara: Kökeni Orta Asya Türklerine dayanan oldukça eski ırklardan biridir. Demkeş ırkı olan güvercinler, ötücü ırklardandır. Dünyada trumpeter olarak bilinirler. Ülkemizde buhara ya da buhara demkeş olarak adlandırılır. Buhara trumpeter türü güvercinler büyük olasılıkla 1800'lü yıllarda Rusya'dan Avrupa ülkelerine yayılmış ve tanınmaya başlanmıştır. Ülkemizde buhara denilen ırk, dünyadaki bokhara trumpeter ırkıyla yakın akrabadır. Küçük farklarla birbirlerinden ayrılırlar.
Buharalar form güvercinidir. Genel olarak fiziksel güzellikleriyle ötüşleri için yetiştirilirler. Uçuş ve oyun için uygun değillerdir. Uçuşları fazla uzun sürmez, hemen bir yere konmayı isterler. Dem çekerler, uzun ötüşleri olur.
Buhara güvercinlerde ön tepe denilen kakül tam yuvarlak şekildedir. Bu kakül göz ve gaga kısmını örter. Kuşun gözlerini ve gagasını görmek zor olur. Paçasız buhara güvercini olmaz. Çift tepeli olurlar. Kanatlarını kuyruk üstünde taşır, kalın ve kısa boyunları olur. Normalden iri yapıda olurlar ve ağırlıkları fazla olur. Göğsü bombeli, geniş ve şekli yuvarlak olur. Ayakları diğer türlere göre daha kısadır.
Buhara güvercinde renk çeşitleri fazladır. Siyah, kırmızı, beyaz, kızıl kahverengi, sarı ve mavi dışında renklerin siyah ve beyaz üzerine dağılımı da mümkün olabilir. Bu şekilde alacalı türleri fazladır.

Buğday: Güvercin yemi. Buğdaygiller ailesinden Triticum cinsinden bir tahıl bitkisi olan buğday, çok eski devirlerden beri kullanılmaktadır. Anadolu’da günümüzden yaklaşık 6000 yıl önce buğday tarımı yapıldığı bilinmektedir. Binlerce çeşidi geliştirilmiş bir bitkidir. Ülkemizde üretilen buğdayın çok büyük bir bölümü insanlar için besin gereksinimi amacı ile kullanılır. Öğütme artıkları ise hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Her buğday çeşidinin besin içeriği değişiktir. Genel olarak bir buğday tanesinin içinde, %70’i karbonhidrat, %13 protein, %2 yağ, %2 kaba lifler (selüloz), % 2 mineral vardır. Ayrıca bazı B vitamini çeşitleri ile az miktarda da A vitamini de bulunur. 50 gr buğday yaklaşık 165 kalori verir. Bu ortalama olarak güvercinlerimizin günlük tüketimine eşittir.
Bulutlu: Dumanlı.
Buludi (İngilizce’de Rehani, Reehani, Syrian Dewlap): Buludi ırkı da Bayramlı ırkı gibi bir filo uçucusu güvercin ırkıdır. Buludi güvercini genellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yetiştirilir ve bu bölgede Naheşli olarak da adlandırılır.

Burçak: Baklagiller ailesinden Vicia bilimsel adı ile tanılan bir bitkinin tohumlarıdır. Fiğ ile yakın akrabadır. Vicia ailesine ait 150 kadar değişik otsu bitki bulunmaktadır. Vicia ervillia bilimsel adı ile tanılan Burçak, ülkemizde oldukça yaygındır. Boğumlu meyvelerinin içinde 2–4 tohum bulunur. Bu tohumlar yem olarak kullanılmaktadır. Sindirimi kolay proteinler içermektedir. Bir burçak tanesinin içinde ortalama olarak % 55 karbonhidrat, % 22 protein, % 1.5 yağ, % 4 kaba lifler (selüloz) bulunur. Güvercinler tarafından sevilerek tüketilen bir yem çeşididir.
Burma: Bıyık.
Burmalı: Köken olarak Myanmar orijinli bir güvercin ırkıdır. Hindistan ve Çin arasında bir ülke olan Myanmar, eskiden bir dönem “Birmanya”, sonra da “Burma” adıyla anılmıştır. Burma’dan getirilen bu güvercinler “Burmalı” olarak adlandırılmıştır. Suriye ve Ürdün’de de yetiştirildiklerini bildiğimiz bu güvercinler, ülkemizde “Burmalı”, Suriye’de “Bagdünsi” (maydanoz yapraklı anlamında), Almanya’da “Burmali mövchen” ve “Bagdunsi mövchen” adlarıyla tanınmaktadır. Bu güvercin ırkı, dünyada Suriye Turbiteen ırkları içinde sınıflandırılmaktadır. Suriye’de “Barbarisi” (yaşmaklı) ırkı ile karıştırılmamaları için “İstanbuli” adıyla adlandırılmışlardır. Bu güvercinler, ağırlıklı olarak Güneydoğu illerimizde yetiştirilmektedir. Amerika’ya gönderilmeleri, İstanbul üzerinden 1957 yılında olmuştur. Eskiden güneydoğu bölgemizde filo uçumlarına dahil edildiği bilinen bu güvercinlerin sayısı günümüzde hızla azalmıştır. Biraz da bu nedenle son yıllarda form güvercini olarak yetiştirilme eğilimindedir.
Bu güvercinler, filo ırklarını aksine minyon yapılıdır. Kısa gagalıdırlar ve küçük sayılabilecek bir kafaları vardır. Gözler parlak turuncu renklidir. Burmalılar arka tepeli olarak bilinirler ancak ırkın orijinal formunda arka tepe yoktur. Bu nedenle arka tepeli örneklerinin sonradan geliştirildiği düşünülmektedir. Günümüzde nadiren tepesiz örneklerine de rastlanmaktadır. Kafanın üzerinde yer alan tepe (taç) kulaktan kulağa uzanır. Göğsünde gül bulunur. Ayaklar paçasız ve kısadır. Burmalıların belli bir renk yapılanması vardır. Kuşun kafası arka tepeye kadar miğferli olarak tabir edilen biçimde kuşun kendi rengindedir. Taç beyaz olmalıdır. “Miğfer” dediğimiz kafadaki renkli kısım ise düzgün olmalı ve üzerinde beyazlık bulunmamalıdır. Kafadaki renk kanat üzerinde ve kuyrukta da devam eder. Kuşun diğer yerleri beyaz olmalıdır. Kanat telekleri beyazdır. Burmalılarda orijinal renk formu gösteren kuşlara rastlamak kolay değildir. Bu özellikte olanların değeri oldukça yüksektir.
Renk Çeşitleri: Dört rengi vardır. Bunlar mavi, siyah, kırmızı ve sarıdır. Ağırlıklı olarak mavi rengine rastlanmaktadır. Diğer renkleri daha nadirdir. Mavi rengi, çubuklu ve pullu olmak üzere iki çeşittir.




Bursa: Adını Bursa ilimizden alan bu güvercinler, yaygın olarak Bursa ili ve İnegöl başta olmak üzere Bursa’ya bağlı ilçelerde yetiştirilmektedir. Bursa dışında Eskişehir, Afyon ve İstanbul’da da bulunur. Ülke genelinde fazla yaygın oldukları söylenemez. Daha çok Marmara ve Ege bölgesinde, kısmen de Trakya tarafında yetiştirilir. Bursa’da yerli halk tarafından ‘Oynar’ ya da ‘Akkanat’, Trakya bölgesi ve Edirne civarında ise ‘Kesme’ adı ile bilinir. Dünyada ise ‘Bursa Roller, ‘Bursa Tümmler’, Rouleur de Bursa’ gibi adlar ile tanınmaktadır.
Tarihçesi: Bursa ırkının tarihinin oldukça eskilere ve Osmanlı toplumu dönemine dayandığı birçok yetiştirici tarafından genel olarak kabul edilen bir görüştür. Bu konuda elimizde bir belge olmamakla birlikte, bu güvercinlerin geçmişinin Osmanlı devletinin kuruluş dönemleri ve Bursa’nın alınarak sürekli başkent haline getirildiği 1335 yıllarına kadar gittiği söylenmektedir. Bu dönemde yaptığı savaşlar ve kazandığı başarıları takiben Bursa’da vezirlik makamına kadar yükselen Kara Timurtaş Paşa tarafından, bu kuşların Bursa’ya getirildiği belirtilmektedir. Bu konudaki bilgiler eski kuşçuların sözlü anlatımlarına dayanmaktadır. 1387 yılında vezir olduğu bilinen Kara Timurtaş Paşa, Osmanlı Padişahı I. Murad döneminde (1362-1389) Rumeli ve Balkanlarda birçok savaşa katılmıştır. Bosna ve Arnavutluk üzerine seferler yapmıştır. 1389 yılında I. Kosova savaşına katılmıştır. Anlatılanlar doğru ise, tahminen bu seferler sırasında Bursa güvercinlerini gittiği yerlerden getirmiş olmalıdır. Bu bilgiler ışığında Bursa güvercinlerinin ülkemizde 600 yıldır yetiştirildikleri söylenebilir.
Bursa Irkının Eski Yetiştiricileri: Bursa’da eski ailelerin bu kuşları babadan oğla devrederek ırkı uzun bir süredir korudukları bir gerçektir. Bugün 50-60 yıl öncesinden gelen damarı hala devam ettiren kuşçularımız azalmış olmakla birlikte varlığını sürdürmektedir. Bu aileler kuşlarını gerçekten de çok iyi korumaktadırlar. Öyle ki kimseye kuş satmadan, araya yabancı kan katmadan ve hatta kimseye kuşlarını göstermeden bu uğraşı sürdürmektedirler. Bursa güvercini yetiştiren eski yetiştiricilerin çoğu bu kuşlar hakkında bilgi vermekten bile kaçınıyorlar.
Eski kuşçular, bugün örneklerini gördüğümüz Bursa güvercinlerinin son 40 yılın üretimi olduğunu ve artık ırkın özgün yapısının tamamen yitirildiğini belirtmektedirler. Bursa oynarının bütün özellikleri kaybolduğu için kuşçuluğu bıraktığını söyleyen eski yetiştiricilerden Hasan Güler, eski Bursa oynarlarının belirgin özelliklerini kendi ifadeleri ile şöyle anlatıyor. ‘Bizim gözümüze hoş gelen kuşlar, koca zikirli tabiri ile adlandırdığımız Bursa oynarı dışında, cicili yani İsmail Bey’de gördüğünüz ve İnegöllü kuşçu arkadaşların sahiplendiği kuşlardır. Zikirliler diye adlandırdığımız kuşlar, akkanat akkuyruk olur. Gaga ve kafanın birleşim yeri içeriye doğru çukur olup burun delikleri şişkindir. Gaga ucunda tatlı zikir yani saka zikiri olur. Allah sizi inandırsın, göz çeperlerine baktığınız zaman göz bebeklerinin etrafı buğuludur ve gülkurusunu andırır. İnsana bakarken gözlerini kısar. Göz kapakları firil firil beyazımsı olur. Önden beyinli olması hiç önemli değildir. Kafalar yuvarlak ve albenilidir. Geniş göğüslüdür ve vücudu arkaya doğru tuttuğunuzda balerin gibi ince durur. Tüyleri ince bir kadife kumaş gibi ellerinde kaymalıdır.’ Bu anlatımdan etkilenmemek mümkün değil. Eski Bursa güvercinlerini böyle tanımlayan eski kuşçular bugünkü yeni Bursa güvercinlerini doğal olarak beğenmemekte ve kırma olarak nitelendirmektedirler. Bursa güvercinlerinin standartlarının nasıl olması gerektiği konusundaki hiç bitmeyecek gibi görünen tartışmaların kaynak noktası burasıdır. Örneğin, eski yetiştiriciler kanat ve kuyruk telekleri arasında görülen sazlara (beyaz ya da siyah teleklere) ya da önden beyinli denilen kafa şekline hiç önem vermezken, yeni yetiştiriciler daha farklı özellikleri ön plana çıkartmaktadırlar. Aşağıda sırlanan özellikler daha çok yeni nesil yetiştiricilerin ırkta beklediği özellikleri tanımlamaktadır.
Bursa Güvercinlerinde Aranan Özellikler: Bursa güvercinlerinde uçuş özelliklerinin yanı sıra bakmamız gereken bazı renksel ve fiziksel özellikler de bulunmaktadır. Bu özelliklerin neler olduğu ya da olması gerektiği konusunda eski ve yeni yetiştiricilerin farklı görüşleri bulunduğu belirtilmişti. Bölgesel olarak da farklı yaklaşımlar söz konusu olabilir. Bursalı eski kuşçular Bursa ırkının eski özelliklerini yitirdiğini belirtmektedirler. Bugün bulunan kuşları ise kırma olarak görmektedirler. Bugün bulunan Bursaların özellikleri aşağıda sıralanmıştır.
Vücut Yapısı: Bursa güvercinlerde vücut orta irilikte, dik duruşlu ve üçgen bir görünüm sunmalıdır. Kanatlar kuyruk üzerinde taşınmalıdır. Kuşa önden bakıldığında geniş ve dışa çıkık göğüs ve geriye doğru daralan şekilde üçgeni andıran bir vücut yapısı olmalıdır. Buna bağlı olarak kuşun bel kısmı ince olmalı, boyun ise kısa olmalıdır. Aynı şekilde ayaklarda fazla uzun olmamalıdır. Bursa güvercinlerde kanatlar vücuda orantılı olarak normal uzunluktadır.
Kafa Şekli: En dikkat çekici yanları alın yapılarıdır. Burunun hemen üzerinden başlayan alın öne doğru hafif çıkı bir görünüm sunar. Bu şekil ‘önden beyinli’ olarak adlandırılır. Alın burundan itibaren dışa doğru bir kavis yaparak yükselir. Kafa düzgün yuvarlak biçimli olup önden bakıldığında kestane gibi bir görüntü verir. Kuşa önden bakıldığında iki gözün tam orta yerinde dikinde hafif bir çukurluk iki bombe oluşmasına neden olur.
Gözler: Göz rengi ‘beyaz çakır’ ya da ‘inci göz’ olarak adlandırılan şekilde çok açık olmalıdır, ‘yoğurt göz’ de denilen tam beyaz göz, bu kuşlarda aranılan özelliktir. Bazı kuşlarda gözün içindeki beyazlık üzerinde kızıl bir ton bulunur. Bunlara ‘kızıl çakır’ denilir, bu renk Bursa kuşlarında tercih edilmez. Gözler biraz iri ve ağza yakın olmalıdır. Göz çevresi kesinlikle kabul edilmez. Göz kapakları da beyaz olmalıdır.
Gaga: Bursa güvercinlerde gaga çok önemlidir. Gaga, kafa ve vücut büyüklüğüne göre biraz uzun ve kalındır. Bursalarda gaga ince olmamalıdır. Renk olarak ‘sedef gaga’ denilen şekilde süt beyaz renkli olmak zorundadır. Bazı Bursa güvercinlerde beyaz gaganın ucunda ‘zikir’ olarak adlandırılan hafif siyah küçük bir bölüm bulunur. Siyah kanat akkuyruklarda zikir tercih nedenidir. Ancak yaşmaklılarda ve akkanat akkuyruklarda zikirli gaga yapısı kesinlikle istenmeyen bir durumdur.
Renk: Bursa güvercinlerinde iki renk tüy vardır, siyah ve beyaz, bu renkler tam olmalıdır. Yani siyahlar tam siyah, beyazlar ise tam beyazdır. Ara tonlar ve alacalık bulunmaz. Bursa kuşunun siyahı, çok koyu ve çok parlaktır. Bu ton Bursa kuşuna özgü olmamakla birlikte, çok az güvercin ırkında bulunur. Bursaların göğsü ‘yeşil şallı’ olarak adlandırılan şekilde yeşilimsi yanardönerdir.
Kuyruk Kapakları: Bursa güvercinlerinde kuyruğu üstten ve alttan örten kuyruk kapak tüylerinin çok düzgün olması gerekmektedir. Kuyruk kapakları yay gibi düzgün bir şekilde gelmelidir. Ayrıca kuyruk alt ve üst kapaklarının renk olarak siyah olması gerekmektedir. Kuyruk altındaki ince kapak ise beyaz olmalıdır.
Ayaklar: Ayaklarda bilekten aşağısı tüysüz olmalıdır. Bu güvercinler paçasızdır. Bilekten aşağıda bulunan her tüy paça olarak değerlendirilir ve kuşun değerini yitirmesine neden olur. Ayak renkleri dikkat çekici kırmızı tondadır. Ayak tırnakları bu güvercinlerde kesinlikle beyaz olmak zorundadır.
Kuyruk Telekleri: Bursa güvercinlerinde kuyruk telek sayısı 12 adettir. Daha fazlası standart dışıdır ve kabul edilmez. Bursa güvercinlerinde kuyruk üstü yağ bezesi bulunur. Bursa ırkını yakın akrabası olan Mülakat ve Çakal ırkından ayıran en önemli özellik budur. Mülakat ve Çakal’da kuyruk telek sayısı 14 bazen de 16 olabilmektedir. Mülakat ve Çakal’da kuyruk üstü yağ bezesi bulunmamaktadır.
Kırkanatlık: Bursa güvercinlerinde kırkanatlık durumu eski bazı yetiştiriciler tarafından önemli görülmektedir. Gerek akkanatlarda görülen siyah kanat telekleri ile karakanatlarda görülen beyaz kanat teleklerinin ırkı bozmadığı düşünülmektedir. Yine aynı şekilde kuyruk teleklerindeki siyah tüyler ile kuşun vücudunun çeşitli yerlerinde ve özellikle de karın altı, kafa gibi yerlerinde görülen beyaz tüylerin ırkın yapısına uygun olduğu görüşü vardır. Bugün ise birçok Bursa güvercini yetiştiricisi ise bu görüşü paylaşmamaktadır. Bu yetiştiriciler tersi görüştedir.
Karakter Özellikleri: Bursa güvercinleri yuvasına çok bağlı kuşlardır. Bir kez alıştıktan sonra mutlaka yuvasına geri gelir. Bu açıdan çok sağlam ve güvenilir kuşlardır. 50 km uzaklıktan bırakılan Bursa güvercinleri rahat bir şekilde yuvalarını bulabilmektedirler. Yuvasını kaybeden güvercinin 4-5 gün sürekli yuvasını arayarak dolaştığı gözlenmiştir. Bunun yanı sıra ele gelmemeleri, ürkek ve korkak davranışlara sahip olmaları istenen bir özelliktir. İyi bir Bursa güvercininden beklenen diğer bir davranış şekli ise, yeni alınıp kümese koyulan bir kuşun, burayı benimser davranışlara girmesidir. Bu özellik makbul kabul edilmektedir. Hatta bazı yetiştiriciler yeni geldiği kümesi hemen benimser davranışlara girmeyen yani ‘ayarlık çekmeyen’ kuşları elden çıkarırlar.
Uçuş Özellikleri: Bursa güvercinleri, makaracı ırkların uçuş özelliklerini göstermektedir. Ancak makaracı özellikleri diğer makaracı ırklarımızla kıyaslandığında daha zayıf olarak değerlendirilmektedir. Bursalar çok hızlı ve seri uçuşlu kuşlardır. Havada manevra kabiliyetleri çok fazladır. Uçuşa geçeceği anda telaşlı bir tarz gösterirler. Havada kanat atışlarını makaslayarak yaparlar. Yani kanatlar yarım açılarak kırpık kırpık bir uçuş sergilerler. Kanatlar uçarken geniş açı oluşturmaz, sadece arada bir kayık çeker gibi bir pozisyona geldiklerinde (iki kanadı açarak birbirine vurup birleştirdiklerinde) açı genişler ve hatta kanat sesi bile duyulabilir. Ancak kanat vuruşları serttir. Uçuş özelliklerini daha iyi sergileyebilmeleri açısından grup halinde uçurulan kuşlardır. En az 8 kuştan oluşan bir grup tercih edilmelidir. Bu sayı 20’ye ve daha fazlaya da çıkabilir. Kuşlar havada birbirlerini takip ederek uçmakla birlikte ayrı bir uçuş tarzları vardır. Dağınık uçmaları istenilen bir özelliktir. Grup uçanları tercih edilmez. Oldukça yükselirler ve sineğe çıkarak uçarlar.
Bursa güvercinleri uzun süre uçan kuşlardır. Ortalama 3-4 saat arası uçarlar. Klasik uçuş tarzını yakalamaları bir yılı bulur. Bu güvercinlerde uzun süre uçma aranılan bir özellik olup kuşun değerini artırır. Yavru güvercinler uçuşa alıştırılırken uzunca bir çubuğun üzerine bayrak gibi bez bağlanıp sallanarak kuşların hemen konma eğilimi engellenmeli ve yükselmeleri sağlanmalıdır. Uçarken yerden verilecek pırıltılara, sesli komutlara ya da bayrak sallama gibi işaretlere karşı bir tepki vermezler. Bu bakımdan uçurulduktan sonra yerden yönetilebilmeleri mümkün değildir. Uçtuktan sonra kendi kümesinden başka yere konma özelliği bulunmaz. Uçarken havada karşılaştıkları başka güvercin gruplarına hiç aldırış etmeksizin uçarlar. Yere inişleri çok kolaydır. Kuş salması üzerinden birkaç kez geçtikten sonra ani bir dalışla kolayca konar. Bu bakımdan balkonlarda bile yetiştirilebilirler.
Bursa güvercinlerinin en karakteristik uçuş özellikleri makara yapmalarıdır. Makara yapan kuş, gruptan koparak aşağı doğru düşer. Bu düşüş sırasında yaklaşık 10 kez takla atarak döner ve bu sırada yaklaşık 20-30 metre kadar yükseklik kaybeder. Daha sonra makarayı bırakıp tekrar yükselir. Bu kuşu gruptan diğer kuşlar izler ve seyredene çok güzel görüntüler sunarlar. Bursa ırkı havada makara hareketinin yanı sıra bazen de 45 derecelik bir açı ile ani dalışlar yapar. Bu dalış sırasında kanat çırparak hızla alçalır, sonra tekrar yükselir ve normal uçmaya devam eder. Makaslı bir biçimde hızlı alçalıp hızlı yükselme bu kuşlara özgüdür. Bu uçuş özellikleri Bursa kuşlarında aranılan bir özelliktir. Bu dalış hareketi ile sert ve hızlı uçmaları Bursa kuşlarının atmaca ve şahin saldırısı karşısında kendilerini koruyabilmelerini ve saldırıdan kaçabilmelerini sağlar. Ancak yüksek ve uzun süre uçmaları ise bu tür kuşların saldırıya uğramaları için uygun koşullar sağlar.
Renkler: Genetik olarak tek renge sahiptir. Bu renk siyahtır. Bu rengin karşılaşılabilecek 4 varyasyonu bulunur: Arap, Beyaz, Karakanat, Akkanat akkuyruk.
Arap: Adında da anlaşılacağı gibi bütün vücudu kanat ve kuyruk telekleri dahil siyah olan kuşlardır. Günümüzde sayıları hızla azalmıştır.
Beyaz: Bütün vücudu beyaz olan kuşlardır. Sayıları hızla azaldığı için fazla rastlanmamaktadır.
Karakanat: Kanat telekleri dahil bütün vücut siyah olup yalnız kuyruk telekleri beyazdır. Kanat teleklerinde kırkanatlık durumu tercih edilmez. Kuyruk teleklerinde ise siyah telek bulunmamalıdır.
Akkanat Akkuyruk: Bu güvercinlerde kanat telekleri ve kuyruk telekleri beyaz, diğer yerler siyahtır. Kanat teleklerinin baştan 7 tanesinin beyaz olması aranılan bir özelliktir. 7 ve 7 biçimi en ideal olarak kabul edilmektedir. Beyaz olan kanat telekleri arasında siyah saz tercih edilmez. Akkanat Akkuyruklarda kuyruk teleklerinin de tamamı beyaz olmalıdır, arada siyah saz uygun karşılanmaz.
Renk Yamaları ve adlandırma: Akkanat Akkuyruklarda, kafa üzerinde, gözaltlarında ve gaga altında beyaz tüyler bulunabilir. Bu tüylerin olup olmamasına ve beyaz tüylerin bulundukları yere ve şekline bağlı olarak bu güvercinlere farklı adlar verilmektedir. Adlandırmalar şunlardır:
Karabaş: Bu güvercinlerde özellikle kafa tam siyah olmalıdır. Kafanın hiçbir yerinde beyaz tüy bulunmaz. Bunun yanı sıra vücudun diğer bölgelerinde özellikle de karın altında beyazlıklar olmaması tercih nedenidir.
Yaşmaklı: Karabaşın özelliklerine sahiptir. Ancak gaganın altında boyuna doğru uzanan sakal gibi bir beyazlık bulunur. Bu beyazlığın uzunluğuna ve şekline göre kuşlara değişik isimler verilir. En uzun beyazlığa sahip olanlar yaşmaklı olarak adlandırılır.
Muskalı: Muskalılarda gaga altındaki beyazlık fazla uzun değildir. Üçgen biçiminde küçük bir beyaz alan bulunur.
Noktalı: Noktalılarda gaga altındaki beyazlık çok azdır. Küçük lekeler halindedir.
Sürmeli: Güvercinin kafasında bulunan beyaz tüyler, gözlerinden başlayıp kulaklarına doğru uzanıyorsa buna sürmeli adı verilir. Bazı yetiştiriciler buna ‘çekmeli’ demektedir.
Kilitli: Sürmeli güvercinlerde gözlerden kulağa doğru uzayan beyaz alan eğer kesilmeden devam ediyor ve ensede birleşiyorsa buna kilitli denir. Bu kuşlarda gözden göze beyaz bir şerit vardır.
Abraş: Kafada bulunan beyazlık kuşun alnında ufak bir leke şeklindeyse buna abraş denilir.
Akman: Bu güvercinlerde kafa kesme beyazdır. Aynı döneklerdeki gibi kafanın tümü kesme beyaz olursa buna akman adı verilir. (Y. İşçen, 2003)


Burunsuz: Kısa gagalı cinslerin tamamına verilen ad.